Yaşanabilir dünya için madenler şart

4 Aralık Madenciler Günü dolayısıyla açıklama yapan TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, “Eğer, dünya yaşanabilir bir yer olmaya devam edecekse bu yine madenler ve madenciler sayesinde olacak. Madenleri kabul ederek, çevre ya da maden arasında bir tercih yapmadan ikisine de sahip çıkarak yol alınması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Yaşanabilir dünya için madenler şart
05 Aralık 2023 - 10:20 - Güncelleme: 05 Aralık 2023 - 10:50

Türkiye’nin hedefleri büyük olan bir ülke olduğunu, bu hedeflere ulaşmak için madenciler olarak üzerlerine düşen görevi yapmaya hazır olduklarını ifade eden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya; 4 Aralık Dünya Madenciler Günü vesilesiyle açıklamalarda bulundu. Çetinkaya, “Çok büyük zenginliklere sahip bir ülkeyiz. Yerin üstündeki zenginliklerimiz kadar, yer altında da muhteşem bir zenginliğimiz mevcut. Eğer, ülkemiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşacaksa bunun kalbinde de madenciler olarak biz yer alacağız. Yerin altındaki zenginlikleri, yer yüzü ile buluşturmak için canla başla mücadele eden biz madenciler, bunu yapmaya devam edeceğiz. Ülkemiz için çalışıp, ülkemizi hedeflerine ulaştıracağız.” ifadelerini kullandı.  Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla madencilik sektörü ve gelecek hedefleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Madenciliğin zorlu bir sektör olduğunu ifade eden Rüstem Çetinkaya, “Yaptığımız işin zor olması dışında, farklı problemlerle de sürekli karşı karşıya kalıyoruz. Hayatın her anında, her noktasında herhangi bir madencinin bin bir emekle elde ettiği bir ürün kullanılıyor. Tarım topraklarında da varız, bir sanayicinin fabrikasında da… Bir evin mutfağında da varız, bir mühendisin hesaplama yaptığı ekranında da… Yeşil enerjinin kalbinde de biz varız, ülke ekonomisinin derinliklerinde de… Örnekleri çoğaltabiliriz ancak, net bir şekilde söyleyebiliriz ki hayatın her noktasında biz varız. Peki! Bunları yaptığımız yani, hayatın devamlılığını sağladığımız için kamuoyu nezdinde madenciler olarak el üstünde mi tutuluyoruz? Tabii ki, hayır. Aksine, yaptığımız işler sürekli farklı ortamlarda tartışmalara konu oluyor, sürekli aslı astarı olmayan suçlamalarla yaftalanıyoruz. Ülkemizin ve dünyanın geleceğini inşa eden madenciler olarak, kendimizi anlatmaya, işlerimizi yapmaya devam etmeye çalışıyoruz.” dedi.

“ÜLKEMİZ İÇİN ÜRETİYOR VE İSTİHDAM YARATIYORUZ”

Türkiye’nin ve dünyanın geleceğini inşa eden madenciler olarak, kendilerini anlatmaya, işlerini yapmaya devam etmeye çalıştıklarının altını çizen Rüstem Çetinkaya, “Maden sektörünün ve madencilerimizin, Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için vazgeçilmez olduğunu her platformda dile getirmeye çalışıyoruz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki biz, işimizi çok iyi yapıyoruz. Devletimizin gücü, kamunun destekleri ve madencilerimizin azmiyle çok daha iyi işler yapacağımıza yürekten inanıyoruz. Çünkü, madenciliği kurallara uygun olarak, devletin tanımladığı sınırlar ve kanunlar çerçevesinde yapıyoruz. Ülkemiz için üretiyor ve ülkemiz için istihdam yaratıyoruz.” diye konuştu. Dünyanın geleceği için yapılan tüm çalışmalarda yeşil enerjiye ve sürdürülebilirliğe vurgu yapıldığını kaydeden Rüstem Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelinen noktada, yayınlanan uluslararası raporlarda da aslında madenlerin ne kadar önemli olduğu gözler önüne seriliyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre; lityum, kobalt, grafit, nikel, bakır, alüminyum gibi madenlerin kullanımı 2040’a gelindiğinde 6 kat artmış olacak. Bu stratejik madenlerle güneş panelleri, rüzgar santralleri yapılıyor, lityum pillerinde kullanılıyor. Rüzgar panellerini taşıyacak ayaklar için dahi alüminyuma ihtiyaç duyuluyor. Tüm bunların dışında, çıkarılmayan madenler sebebiyle ülke milyarlarca dolarlık ithalata başvuruyor. Eğer, dünya yaşanabilir bir yer olmaya devam edecekse bu yine madenler ve madenciler sayesinde olacak. Madenleri kabul ederek, çevre ya da maden arasında bir tercih yapmadan ikisine de sahip çıkarak yol alınması gerektiğine inanıyoruz. Madenler, temiz enerjiye geçişte çok büyük öneme sahip. Yeşil enerji madenler üzerine kurulacak, yeşil enerjinin kalbinde madenler yer alacak. Madenlere kirli denmeye devam edilirse temiz enerji diye bir şey olmayacak.”

“TARIM DA BİZİM, ÇEVRE DE BİZİM, MADEN DE BİZİM”

Türkiye’nin çok büyük zenginliklere sahip bir ülke olduğunu belirten Rüstem Çetinkaya, “Yerin üstündeki zenginliklerimiz kadar, yer altında da muhteşem bir zenginliğe sahibiz. Turizmde, tarımda, madencilikte ve üretimde ülke olarak çok daha iyi noktalara gelebiliriz. Madenciler olarak bizler, tarımı önceleyen bir anlayışla hareket ediyoruz. Biz, madenciler olarak uzun süredir aynı şeyi söylüyoruz. Bu söylediğimize de yürekten inanıyor ve her ortamda tekrarlıyoruz. ‘Tarım da bizim, çevre de bizim, maden de bizim.’ Eğer, ülkemiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşacaksa bunun kalbinde de madenciler olarak biz yer alacağız. Yerin altındaki zenginlikleri yeryüzü ile buluşturmak için canla başla mücadele eden biz madenciler, bunu yapmaya devam edeceğiz. Ülkemiz için çalışıp, ülkemizi hedeflerine ulaştıracağız” ifadelerini kullandı.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum