Ölüme terk edilen uranyum madenleri yeniden canlanıyor

ABD başta olmak üzere birçok ülkede ölüme terk edilmiş uranyum madenlerinin sahipleri, artan nükleer yakıt talebinden yararlanmak için faaliyetlerine yeniden başlıyor.

Ölüme terk edilen uranyum madenleri yeniden canlanıyor
05 Mart 2024 - 14:31

Artan nükleer yakıt talebiyle fiyatlar yükselirken ölüme terk edilen uranyum madenleri yeniden canlandırılıyor; ülkeler iklim değişikliğiyle mücadele için yeniden nükleer enerjiye yöneliyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD ve diğer ülkelerde, kapanma noktasına gelmiş uranyum madenlerinin sahipleri, artan nükleer yakıt talebinden yararlanmak için yeniden hareket geçiyor.

Uranyum fiyatları artıyor

Fortune’dan Jacob Lorinc ve Maria Clara Cobo’nun haberine göre, en az beş ABD'li üretici, Japonya'daki 2011 Fukushima nükleer felaketinin ardından hükümetlerin radyoaktif elementten soğumasına kadar geçen sürenin ardından, üretimin arttığı Wyoming, Texas, Arizona ve Utah gibi eyaletlerde madenleri yeniden canlandırıyor.

Söz konusu Amerikan madenlerinin çoğu, Fukushima'nın ardından, uranyum fiyatlarının düştüğü ve Almanya ve Japonya gibi ülkelerin nükleer reaktörleri aşamalı olarak kapatma planlarını başlattığı dönemde atıl durumdaydı. Şimdi, hükümetlerin emisyon hedeflerini karşılamak için nükleer enerjiye yönelmesi ve önde gelen uranyum üreticilerinin talebi karşılamakta zorlanmasıyla birlikte, ‘beyaz metal’in fiyatları da artıyor. Bu da bir zamanlar kârsız olan uranyum operasyonlarına arz açığını doldurma şansı veriyor.

60 yıldan fazladır enerji kaynağı

Uranyum, altmış yıldan fazla bir süredir nükleer enerji santrallerine ve reaktörlere yakıt sağlayan bir enerji kaynağı olarak kullanılıyor. Küresel üretimin yaklaşık üçte ikisi Kazakistan, Kanada ve Avustralya’da gerçekleştiriyor.

Binlerce madencilik yöneticisi, jeolog ve bankacı bu hafta Kanada Maden Arayıcıları ve Geliştiricileri Birliği (Prospectors & Developers Association of Canada) toplantısı için Toronto'ya akın ederken uranyum bir konuşma konusu olarak öne çıkıyor. Yıllık etkinliğe Denison Mines, Fission Uranium ve IsoEnergy dahil en az 10 uranyum firması katılıyor.

Ülkeler iklim değişikliğine çözüm olarak nükleer enerjiyi giderek daha fazla değerlendirdikçe, uranyum talebinin hızla artması bekleniyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, dünyanın 2040 yılına kadar yılda 100.000 metrik tondan fazla uranyuma ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor; bu, madencilik ve maden işlemenin mevcut seviyelerinin neredeyse iki katına çıkarılması anlamına geliyor.

Üretim aynı hızda ilerlemiyor

Birlikte küresel arzın yarısını karşılayan Kanadalı Cameco ve Kazakistanlı Kazatomprom, üretimi artırmakta zorlanıyor. Üreticiler, gelecek yıllarda beklenenden daha az uranyum üretimine yol açacak bazı operasyonel aksaklıklar konusunda uyarıda bulunuyor.

Teksas merkezli Uranium Energy Başkan Yardımcısı Scott Melbye, “Eski moda, sade ve basit bir arz sıkıntısı içindeyiz. Yeni reaktörlerin devreye girmesiyle talep yeniden artıyor” diyor.

Şirketi Wyoming ve Teksas'ta 2018'de atıl durumda olan madenleri yeniden açan Melbye, madencilik ve keşif alanlarında yıllardır yapılan yetersiz yatırım nedeniyle üretimin aynı hızda ilerlemediğinin altını çiziyor.

Energy Fuels, geçen yılın sonlarında Arizona, Utah ve Colorado'daki faaliyetlerini yeniden başlatma planlarını duyururken Ur-Energy de Wyoming'de atıl durumdaki bir madenini tekrar faaliyete alacağını söyledi. Avustralya ve Kanada'daki orta ölçekli şirketler de benzer planlar açıklıyor.

Çoğu küçük ve ömrünün sonuna yaklaşan bu madenlerden elde edilen üretim, elbette dünya uranyum arzının küçük bir kısmını oluşturuyor. Sprott Asset Management'ın İcra Kurulu Başkanı John Ciampagli, “Sektör açıkça daha küçük madenlerin yeniden açılmasıyla artan talebe yanıt vermeye çalışıyor ancak o kadar uzun süredir faaliyet göstermeyen bir madene sahipseniz bu arzın pek de önemli miktarda olmayacağı açık” diyor.

Başat üreticiler

Başat uranyum üreticilerinin fiyatlar düşükken yeraltında bıraktıkları milyonlarca dolarlık uranyumu seri üretime geçirmeleri ile arz kısıtlamalarının hafiflemesi bekleniyor. Kazatomprom, yıllarca kapasitesinin çok altında çalıştıktan sonra üretimini artırıyor.

Cameco da benzer şekilde, zayıf piyasa koşulları nedeniyle 2018 ve 2021 yılları arasında boşta kalan operasyonların ardından dünyanın en büyük yüksek kaliteli uranyum madeninde üretimini artırıyor.

Londra merkezli yatırım bankası Libereum'da kıdemli emtia analisti olan Tom Price, iki firmanın pazar paylarını bir grup genç oyuncuya kaptırma konusunda çok endişe duyacaklarını ve bu nedenle bunu geri almak isteyeceklerini söylüyor ve ekliyor: “Bu hamle, piyasanın ateşini fazlasıyla alacaktır.”

Yine de ABD'deki madenlerin yeniden açılması, yalnızca beş yıl önce yok olma riskiyle karşı karşıya olan Amerikan endüstrisi için bir canlanmanın işareti olarak kabul ediliyor. ABD'nin Kanada, Avustralya, Kazakistan ve Rusya gibi ülkelerden yapılan ithalata bağımlılığını artırmaya başlamasıyla, Amerikan uranyum üretimi 2019'da tüm zamanların en düşük seviyesi olan 174.000 pounda geriledi. Bu rakam 1980 yılında 44 milyon pounda kadar ulaşmıştı. Pound, uranyum miktarının hesaplanmasında kullanılan bir ağırlık ölçüsü birimi olup 1 pound resmi olarak 453,59237 grama eşit kabul ediliyor.

Hükümetin jeopolitik belirsizliğin ortasında arza erişimi güvence altına alma çabasıyla ABD endüstrisinin hamlesi de politik olarak nitelendiriliyor. Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından uygulanan yaptırımlar, eski Sovyet devletinin ihracatının genellikle Rus limanlarından geçmesi nedeniyle Kazakistan'dan yapılan uranyum sevkiyatlarında zorluklar yarattı.

Talebi karşılayabilmek için Amerika Uranyum Üreticileri (Uranium Producers of America), ABD’nin gelecek 10 yılda üretime başlamak için 8 ila 10 yeni büyük madene ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum