Madencilik Sektörü Zorlu Rekabet Koşullarıyla Başa Çıkmaya Çalışıyor

Türk madencilik sektörü temsilcileri, diğer ülkelerle rekabet etmekte zorlandıklarını ifade etti. Bu zorluğun temel nedenlerini açıklayan Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Küçükyaman ve BAİB Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tekin, sektördeki zorluklara dikkat çekerek çözüm beklediklerini vurguladı.

Madencilik Sektörü Zorlu Rekabet Koşullarıyla Başa Çıkmaya Çalışıyor
10 Ocak 2024 - 09:30

Bugün hayatımızda kullandığımız neredeyse her şeyde bulunan maden ürünleri, vazgeçilmezimiz haline geldi. Antalya, Burdur ve Isparta’dan oluşan Batı Akdeniz Bölgesi bu sektörde hayli güçlü konumda. Maden ve metaller ihracatı bölge ihracatında yaş meyve ve sebzeden sonra ikinci sırada yer alıyor. 2023 yılında 2022 yılına göre maden ihracatında yüzde 5 oranında azalma olurken, sektör temsilcileri ihracattaki azalmanın sebeplerini anlatarak sektörün yaşadığı sorunlara dikkat çekti ve beklentilerini açıkladı. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tekin, sektörde başka ülkelerle rekabet gücünün azaldığına dikkat çekti. Rekabet şansının her geçen gün zorlaştığını söyleyen BAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Küçükyaman ise, sektördeki daralmaya işaret etti.

 

“İHRACAT 6.5 MİLYAR DOLARDAN 5.5 MİLYAR DOLARA GERİLEDİ”

Türkiye ve bölgedeki maden sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan BAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Küçükyaman, “2022 yılında Türkiye’nin maden ihracatı 6.5 milyar dolar iken maalesef 2023 yılında 5.5 milyar dolara düştü. Ülkedeki bu düşüş bölgemize de yansıdı” dedi. Bu düşüşün sebeplerinden birinin sektördeki kira bedelleri ve vergiler olduğunu belirten Küçükyaman, “Örneğin orman kira bedelleri. Mülkiyeti orman olan yerlerdeki kira bedelleri. Madende dünyada 3 ülke var. Amerika, Avustralya ve Kanada gibi. Kanada’da yıllık orman kira bedeli hektar başına 4 Euro iken, bizde 9 bin 500 Euro” diye konuştu.

mustafa-kucukyaman.jpg

“SAHADA ÇALIŞMASAK DA KİRA BEDELİ VE RUHSAT HARCINI ÖDÜYORUZ”

“Maden sahasında çalışmasak, askıya alsak da orman kira bedelini, ruhsat harcını ödüyoruz” diyen Küçükyaman, kendi şirketinden örnek verdi. 2023 yılında ruhsat harçları ve orman kira bedelleri olarak 30 milyon lira ödediğini açıklayan Küçükyaman, 2024 yılı için yüzde 60 artış olduğuna işaret etti.

 

“MALİYETLERİMİZ ARTTI”

Maliyetlerinin yüzde 200-300 oranında arttığını da söyleyen Küçükyaman, “Müşteriye maliyetlerimiz arttı diyerek ücretleri artırmak istediğimizde, Amerika’dan aldığımız cevap ‘Bizim burada enflasyon yüzde 5, ne diyorsunuz’ diyorlar. Bu noktada doların 35 lira veya üzerinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunlar ister istemez yansıyor. Çünkü, insanlar küçülmeye gidiyor” dedi.

 

“İNSANLAR MADENLERİ TERK EDİYOR”

Madencilik sektöründeki düşüşü gösteren başka bir göstergenin maden ihaleleri olduğuna işaret eden Küçükyaman, “Türkiye genelinde 400 tane maden ruhsatı ihaleye çıktı. İnsanlar artık ‘Bu maliyetlerle madencilik yapılmaz’ diyerek madenleri terk ediyor” diyerek bunları Sektör Kurulu’nda da dile getirdiklerini belirtti.

 

“REKABET ŞANSIMIZ HER GEÇEN GÜN ZORLAŞIYOR”

Global ölçekler doğrultusunda madencilik yapılırsa düşüşlerin söz konusu olmayacağını kaydeden Küçükyaman, düşüşlerin istihdama yansıdığına da işaret ederek kendisinin 40 kişiyi işten çıkarmak zorunda kaldığını bildirdi. Rekabet şanslarının her geçen gün zorlaştığını söyleyen Küçükyaman, pes etmeden yeni ülkelere açılmak için çalıştıklarını kaydetti.

 

“REKABET GÜCÜMÜZ AZALDI”

Türkiye genelinde 6.5 milyar dolarlık ihracattan 5.5 milyar dolara doğru yaşanan maden ihracatı düşüşünün sebeplerine dikkat çeken BAİB Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tekin ise, maliyet artışlarının büyük bir etken olduğunu belirtti. 2023 yılında enflasyon yüzde 70 civarında seyrederken döviz kurlarındaki artışın yüzde 50’lerde kaldığını söyleyen Tekin, “İhracatçı firmalar şuanda enflasyon karşısında yüzde 20 düşüşle karşılaşmış oldu ve 2023’te gelirlerinden bu kaybı yaşamış oldu. Dolayısıyla rekabet gücümüz azaldı. Döviz kurlarının düşük olduğunu söylememizin sebebi firma veya bireysel olarak bir talep değil, tamamen diğer ülkelerle rekabet edebilmemizle alakalı” diye konuştu. Dış ülkelerde enflasyonun düşük olduğuna dikkat çeken Tekin, Kore’de enflasyonun yüzde 3 olduğunu belirterek “Bizim ülkemizdeki enflasyon onlardan çok daha yüksek. Böyle olunca doğru bir fiyat veremiyoruz. Rakip olan ülkeler daha rahat fiyatlar vererek bu pazarlarda daha rahat hareket edebiliyorlar. Bundan dolayı da belli bir noktada ihracatta düşüş oluyor” açıklamasında bulundu.

untitled-1-cy-024.jpg

“RUHSAT GÜVENCESİYLE İLGİLİ SIKINTILAR YAŞANIYOR”

Firmaların ruhsat güvencesiyle ilgili yaşadıkları sıkıntılar olduğuna da işaret eden Tekin, “Madencilik faaliyetleri genelde devlete ait olan alanları firmaların belli bir süreliğine kiralaması ve işletmesiyle alakalı. Firmalara ruhsat güvencesi vermediğinizde, çeşitli sebeplerden dolayı ruhsatta gelecek dönemlerde sıkıntı yaşanabileceğini düşündüğü zaman yatırım yapmak istemiyorlar veya kısa dönemli bir plan da yapmak istemiyorlar. Çünkü, madencilik uzun dönemler plan yapılmasını gerektiren bir sektör. Yeraltı kaynaklarını çıkarmak ağır bir iş. Bundan dolayı uzun vadeli ruhsat güvencesini vermeniz gerekiyor ki firmalar gönül rahatlığıyla uzun vadeli planlar yapabilsinler” diye konuştu.

 

“DÜNYA STANDARTLARININ ÜZERİNDE BEDELLER SÖZ KONUSU”

İzin alınan alanlarda dünya standartlarının üzerinde bedellerin söz konusu olduğuna da dikkat çeken Tekin, şunları dile getirdi:

“İzin alınan orman alanlarında dünya standardının çok üzerinde alınan bedeller var. Bu Türkiye’de hektar başına yaklaşık 9 bin 500 dolar civarında. Kanada’da, Amerika’da olsun başka bazı ülkelerde bu 4 dolar civarında. Böyle olunca firmalar özellikle yatırım noktasında zorlanıyor. Bunu ruhsat sayılarındaki düşüşten de görüyoruz. Madencilik AR-GE’sinin güçlü olması gereken bir sektör. Her zaman yeni sahalarla ilgili çalışma yapmanız lazım ki çalıştığınız alanda maden rezerviniz azalırsa elinizdeki ekipmanları yeni sahalara götürerek faaliyetinize devam etmeniz gerekiyor. Yeni maden arayışlarının yoğun olarak devam etmesi lazım. Bahsettiğim şartlardan dolayı bu sayılarda da düşüşler var. Ruhsat sayılarında ciddi bir düşme söz konusu. Bu noktada da teşvik gerekiyor.”

untitled-1-copy-165.jpg

“BEKLENTİMİZ BU SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ”

Bahsettiği konuların çözülmesi beklentisinde olduklarını ifade eden Tekin, konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye İhracatçılar Meclisi Maden Sektör Kurulu olarak da bu konuları gündeme getiriyoruz. Sektörümüzle, ihracatçılarımızla ve bölgemizle alakalı sorunları orada da dile getiriyoruz. Onlar aracılığıyla bu sorunlar ilgili kurumlara iletiliyor. Çünkü, talebimiz sorunların çözülmesi. Madencilik normalde çok dinamik ve güçlü bir sektör. Türkiye’de 650’ye yakın mermer çeşidi var. Bu önemli bir rakam. Dünyadaki birçok önemli projede Türkiye’den gönderilen mermerler kullanılıyor. Yüzde 100’e yakın milli kaynağımız olan, tamamen ihracata dayalı ve ithal girdisinin olmadığı bir sektör. Ondan dolayı bu sektörün daha fazla desteklenmesini bekliyoruz.”

 

“MADENLER OLDUKLARI YERLERDE ÇIKARILMAK ZORUNDA”

Zaman zaman maden sahalarıyla ilgili yapılan eleştirilere de yanıt vererek yeraltı kaynaklarının insanların konforu için vazgeçilmez olduğunun altını çizen Tekin, şunları söyledi:

“İnsanların hayatlarını rahat sürdürebilmesi için yeraltı kaynakları olmazsa olmaz. Bunları doğru şekilde çıkarılmasıyla insanların hizmetine sunabiliyorsunuz. Madenler, jeolojik olarak belli bölgelerde oluşuyor ve bulunduğu yerden çıkarılması geren bir kaynak. Şurada olsun diyemiyorsunuz. Madencilik faaliyetlerini gerçekleştirirken bu çalışmaların gerekli mevzuatlara uygun olarak yapılması gerekiyor. Şuan ki kanun ve yönetmeliklere göre siz çalışmaya başlamadan o bölgeyle alakalı tüm eylem planınızı, adım adım ne yapacağınızı bildiriyorsunuz. Çalıştığım sahada rehabilitasyon yapacağım gibi bütün her şeyin taahhüdünü veriyorsunuz. Firmalar bunu yapmazsa devlet tarafından yapılıp, firmalardan alınıyor.”

 

“HAYATIMIZDAKİ HER ŞEYDE MADEN VAR, MADENİ YOK SAYMAK MAĞARADA YAŞAYALIM DEMEKTİR”

Son olarak “Hayatımız tamamen maden. Maden olmadan hayat olmaz” diyen Tekin, “Konuştuğumuz telefondan gözlüğe, hayatımızın her alanında madenler var. Sadece madencilerin kullandığı bir ürün değil. Madeni yok saymak ‘Mağarada yaşayalım’ demekle eş değer. Maden olmasın, o zaman mağarada yaşayalım. Evlerinizdeki malzemeleri düşünün, mesela penceredeki cam. Hepsi madenden oluşuyor, madenden elde ediliyor. Ondan dolayı insanı önceleyen, çevreyi önceleyen konuların öne alınarak madencilik faaliyetlerinin yapılması gerekiyor” diyerek şuanda Türkiye’de madencilik faaliyetlerinin hassas bir şekilde, hatta dünya standartlarının üzerinde sürdürüldüğünü belirtti.



YUSUF KATRAĞ


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum