Maden şirketlerinin talanında bir kent: Gümüşhane
Gümüşhane’nin yüzölçümünün yüzde 93’ü maden arama ruhsat alanı ilan edilmesine ve maden şirketlerinin altını üstüne getirmek için hazırlıklara başlamasına karşı Gümüşhaneliler panel düzenledi.
Türkiye uzun süredir hiçbir kural ve sınır tanımayan sömürge madenciliğinin tehdidi altında. Tüm memleket maden şirketlerine peşkeş çekilirken 81 ilden biri tümüyle madenlere parsellenmiş durumda. Bu kentin adı Gümüşhane. Gümüşhane’nin yüzölçümünün yüzde 93’üne bakır, gümüş, altın vb. maden aramaları için ruhsatlandırılmış. Bu alanlar içinde ormanlar, tarım alanları, meralar ve iskan alanları da var. Bu büyük yağma hazırlığı kaygıları da doğal olarak artırıyor. Memleketleri için kaygı duyan Gümüşhaneliler, İstanbul’da Maltepe Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde Gümüşhane’de vahşi madenciliğin etkileri ve buna karşı ne yapabileceklerini tartıştı.
"ÇED’LER SERMAYEYİ KORUYOR"
Maden projelerindeki Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçleri hakkında bilgi veren Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yöneticisi Berna Balcıoğlu, Gümüşhane’de 2024’te 21 projeden 15’ine ÇED gerekli değil, 2’sine ÇED gerekli raporu verildiğini ve 4 projenin de ÇED süreçlerinin sürdüğünü söyledi. Bunun da ÇED yönetmeliğinin asıl amacının çevreyi, doğayı, insanları ve canlıları korumak yerine sermayenin işini kolaylaştırmak olduğunu gösterdiğini dile getiren Balcıoğlu “Projelerinde küçük alanlarda faaliyet göstereceklerini belirten maden şirketlerinin hemen hepsi kapasite artışıyla on binlerce hektar alana yayılıyor. İşte İliç’te yaşananlar ortada” hatırlatmasını yaparak Gümüşhane’nin madencilere parsellenen iller sırasında Türkiye’de 1. sırada olduğu bilgisini verdi.
"BURADAKİ ZEHİR KARADENİZ’E AKAR!"
Gümüşhane Kelkitli olan Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yöneticisi Nejat Güven, Türkiye’de yaşananın sömürge madenciliği olduğuna işaret ederek “Yabancı sermaye buraya gelip doğayı yok edip, parayı alıp, pisliğini bize bırakıp gidiyor. Çıkarılan madenin parasının sadece yüzde 2’si devlete veriliyor, o da maden şirketinin beyanına bağlı. Maden şirketlerinin ‘istihdam yaratacağız’ vaatleri de büyük bir yalan” dedi. Bir madenin etrafında vadi ve su kaynakları olmaması gerektiğini ama Gümüşhane’nin her tarafının vadi olduğunu ve madenlerin bu vadilerin ortasına kurulduğunu anlatan Güven “İliç’te yaşananlar ortada. Bu kentteki bir siyanür sızıntısı olursa Giresun, Bayburt, Erzincan, Trabzon ve tüm Karadeniz’e zehir akar” uyarısını yaparak bugün bu madenlere karşı çıkılmazsa çok ciddi felaketler yaşanacağını söyledi.
"1 GRAM İÇİN 1 TON TOPRAK GİDİYOR"
Ortalama 10-15 sene işletilen altın madenlerinden geri dönüşü olmayan cehennem çukurları kaldığını anlatan Polen Ekoloji Eş Sözcüsü Çise Yıldız “1 gram altın için 1 ton toprak siyanür ve diğer kimyasallarla kirletiliyor” dedi. Türkiye’de 22 altın madeninin faaliyette olduğunu, sadece son 4 yılda 127 altın madeni projesinin hayata geçirilmesi için başvuru yapıldığını belirten Yıldız “Gümüşhane ise 25 proje ile iller arasında 1. sırada” dedi. Madenleri hayata geçirmek için öne sürülen ‘kalkınma ve istihdam yaratacak’ sözlerinin büyük bir yalan olduğunu dile getiren Yıldız “Birçok madende çalışan sayısı 20-25 civarında. Bunlar da düşük ücret, işçi güvenliği olmayan ortamlarda çalıştırılıyor” dedi.
"BİRLEŞTİK, DİRENDİK VE KAZANDIK"
GÜMÜŞHANE’de Gökdere-2 köyünde yapılmak istenen madenin köylülerin birlikte mücadelesi sonucu püskürtüldüğünü anlatan Gökdere-2 köylülerinden Musa Şahin, maden firmasının kendilerine tam 11 dava açtığını söyledi. Madene karşı mücadelelerinde hiçbir kamu kurumunun köylülerden yana tutum almadığını hatta işlerini hep zorlaştırdığını anlatan Şahin “99 hektar ormanlık alanda şirketin ‘48 ağaç var sözüne’ çocuklar kanmazken kurumlar bunu görmezden geldi. Ama biz köylüler olarak vazgeçmedik” dedi. Bölgenin jeolojik sit alanı olduğunu, 200 yıllık fosillerin olduğunu ortaya çıkararak bölgeye maden yapılamayacağını gösterdiklerini dile getiren Şahin “Bu mücadeleyi sadece hukuki yollarla kazanmadık, farklı fikirdeki insanları bir araya getirdik. Madene karşı birleştik, direndik ve maden şirketi tasını tarağını toplayıp gitmek zorunda kaldı” dedi.
KELKİT, TORUL, ŞİRAN…
GÜMÜŞHANE’nin tamamı madenlere teslim edilince neredeyse herkesin köyü, kasabası tehdit edilir olmuş. Salonda Kelkit’ten, Şiran’dan, Torul’dan çok sayıda kişi var. Şiran Başköylüler yapılmak istenen mermer ocağına, Kelkitliler, Torullular ve Aksu köylüleri altın madenlerine, Şiran Dilekyolu köylüleri yapılmak istenen taş ocağına karşı nasıl mücadele edeceklerini konuşmak için gelmişler. Hatta Trabzon Of’tan Derelerin Kardeşliği Platformu ile Giresun’dan Harşit Vadisi Platformu’nun temsilcileri de var toplantıda. Amaç ortak memleketin toprağına, geleceğine, doğasına sahip çıkmak.
GÜMÜŞHANE’DE ÇED’E GEREK YOK MU?
KENTTE maden şirketleri ÇED’den de muaf tutulmuş. Son 1 yılda kentte 10 maden projesine ÇED gerekli değildir raporu verildi. ÇED’in gerekli olmadığı ileri sürülen altın madeni projeleri arasında Kelkit’in Bezendi köyü ile Torul’un Yıldız köyüne Koza Altın A.Ş’nin kurmak istediği altın madenleri var. Son olarak Gümüşhane’nin merkez ilçesi Aksu Köyü'nde 3S Madencilik firmasının (Altın, Gümüş, Bakır, Kurşun, Çinko) ocağı açması için de ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi.
FACEBOOK YORUMLAR