KAZ DAĞLARINDA OKSİJEN YERİNE SİYANÜR; EKOLOJİK, KÜLTÜREL ve EKONOMİK YAPI TEHLİKEDE
Kaz Dağlarının, TEMA Vakfı tarafından hazırlanan "Kaz Dağları Yöresi’nde Madencilik" raporuyla tehdit altında olduğu ortaya çıktı. Rapora göre, Kaz Dağları'nın yüzde 79'u madencilik için ruhsatlandırılmış durumda.
Editör: Maden Gazetesi
25 Kasım 2023 - 13:45 - Güncelleme: 25 Kasım 2023 - 16:33
Raporda, 1.697.062 hektarlık Kaz Dağları Yöresi'nin yüzde 79'unun, yani 1.294.335 hektarlık alanın maden ruhsatına sahip olduğu belirtiliyor. Bu alan, ihale, arama ve işletme safhalarında 1.634 ruhsata bölünmüş durumda. Raporda, bu yoğun madencilik faaliyetinin bölgenin ekolojik, kültürel ve ekonomik yapısını büyük ölçüde tahrip edeceği vurgulanıyor.
Rapordaki çarpıcı verilere göre, Kaz Dağları'nda bulunan orman varlığının yüzde 80'i madencilik için uygun olarak belirlenmiş durumda. Ayrıca, uluslararası ve ulusal koruma mevzuatı ile korunan alanların yüzde 55'i madencilik yapılabilecek alan olarak tanımlanmış durumda.
Maden Kanunu'nda 2004 yılında yapılan değişikliklerin önemli bir kırılma noktası olduğu belirtilen raporda, bu değişikliklerle madencilik faaliyetinin yapılabilecek alanların genişletildiği ve birçok doğal ve kültürel zenginliği koruma altına alınmış alanların madencilik faaliyetlerine açıldığına dikkat çekiliyor.
Raporda ayrıca, Kaz Dağları'nın biyoçeşitlilik zenginliği ve su varlığına dikkat çekilerek, bu değerlerin madencilik faaliyetleri nedeniyle ciddi tehdit altında olduğu ifade ediliyor.TEMA Vakfı raporunda, Kaz Dağları'ndaki madencilik faaliyetlerinin sadece bölgeyi değil, aynı zamanda ülkenin doğa ve tarım alanlarını, su kaynaklarını ve kültürel mirasını tehdit ettiği ve bu tehdidin sadece bölge halkını değil, tüm ülkeyi ilgilendiren bir sorun olduğu vurgulanıyor.
Rapordaki çarpıcı verilere göre, Kaz Dağları'nda bulunan orman varlığının yüzde 80'i madencilik için uygun olarak belirlenmiş durumda. Ayrıca, uluslararası ve ulusal koruma mevzuatı ile korunan alanların yüzde 55'i madencilik yapılabilecek alan olarak tanımlanmış durumda.
Maden Kanunu'nda 2004 yılında yapılan değişikliklerin önemli bir kırılma noktası olduğu belirtilen raporda, bu değişikliklerle madencilik faaliyetinin yapılabilecek alanların genişletildiği ve birçok doğal ve kültürel zenginliği koruma altına alınmış alanların madencilik faaliyetlerine açıldığına dikkat çekiliyor.
Raporda ayrıca, Kaz Dağları'nın biyoçeşitlilik zenginliği ve su varlığına dikkat çekilerek, bu değerlerin madencilik faaliyetleri nedeniyle ciddi tehdit altında olduğu ifade ediliyor.TEMA Vakfı raporunda, Kaz Dağları'ndaki madencilik faaliyetlerinin sadece bölgeyi değil, aynı zamanda ülkenin doğa ve tarım alanlarını, su kaynaklarını ve kültürel mirasını tehdit ettiği ve bu tehdidin sadece bölge halkını değil, tüm ülkeyi ilgilendiren bir sorun olduğu vurgulanıyor.
FACEBOOK YORUMLAR