İliç'in gölgesinde Gümüşhane'de madencilik tartışıldı
İstanbul’da yaşayan Gümüşhaneliler, yüzde 93’ü maden şirketlerinin talanına açılan illerindeki madencilik faaliyetlerinin yaşam alanlarını yok etmesine karşı çıkmak için bir panel gerçekleştirdi.
Gümüşhane’nin yüzölçümünün yüzde 93’ü madenler için ruhsatlanmış durumda. Bu oran Türkiye’deki illerin yüzölçümü ve madencilik ruhsatlarının karşılaştırıldığı TEMA Vakfı haritasına bakıldığında en yüksek oran olarak göze çarpıyor. Gümüşhane’yi yüzde 92 ile Kütahya, yüzde 85 ile Giresun ve yüzde 80 ile Uşak izliyor.
İSTANBUL’DA YAŞAYAN GÜMÜŞHANELİLERDEN PANEL
İstanbul’da yaşayan Gümüşhaneliler illerindeki bu madencilik faaliyetlerinin yaşam alanlarını yok etmesine karşı çıkmak ve kentin geleceğine yönelik kaygılarını dile getirmek için bir panel gerçekleştirdiler. Avcılar Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde geçtiğimiz cumartesi günü gerçekleşen "İliç'in gölgesinde Gümüşhane'deki maden gerçeği konulu" panelin bir bölümüne Avcılar Belediye Bakanı Turan Hançerli ve CHP Belediye Başkan adayı Utku Caner Çaykara’da katıldı.
Moderatörlüğü’nü tarih öğretmeni Musa Şahin’in yaptığı panelin açılışında konuşan Gümüşhaneliler Kültür Sanat, Çevre ve Sosyal Dayanışma Derneği (GÜDAP) Başkanı Kamil Koç, Gümüşhane’de madenlerin yol açtığı çevresel sorunlar nedeniyle çok ciddi sorunlar yaşandığını dile getirdi.
“İLİÇ MADEN FACİALARININ FRAGMANI OLABİLİR”
Panelin ilk konuşmacısı olan Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir, İliç’ten Fatsa’ya, Bergama’dan Kışladağ’a kadar Türkiye’deki altın madenlerinin bulunduğu alanlarda yaptığı haberlere dair görseller eşliğinde gözlemlerini aktardı. İliç’teki facianın göz göre göre geldiğine dair 2013 yılında yaptıkları Çepeçevre Yaşam Programındaki ayrıntıları aktaran Akdemir, “Türkiye’nin 20’nin üzerinde yerinde daha bu madenlerden var. Bir an önce bu madenler kapatılıp, gerekli önlemler alınmazsa İliç’te yaşanan facia bundan sonrakilerin fragmanı olacaktır” dedi.
“MADENCİLİK DEĞİL EKO-KIRIM!”
Gazeteci yazar İbrahim Gündüz de altın madenciliğinin sıradan bir madencilik faaliyeti olmaktan öte kullanılan kimyasallar ve yol açtığı çevre tahribatları nedeniyle birer eko-kırım merkezleri olduğunu aktardı. Altın madencilerinin dünyada ortalama onsunu 800-900 dolara mal ettikleri altını, Türkiye’de çevresel önlemler ve emek sömürüsü ile onsunu 350-400 dolara getirdiklerini kaydeden Gündüz, altının piyasada onsu 2000 doların üzerinde satıldığı ve şirketlerin çok büyük karlar elde ettiğini belirtti.
“İLİÇ’TEKİ KAZA DEĞİL CİNAYET”
Av. Cömert Uygar Erdem’de memleketi olan Ardahan Göle’de de bir altın madeni için çalışmaların başladığını, şirketin buradaki cevheri Gümüşhane’ye getirmek istediğini aktardı. İliç’te göçen liç alanındaki malzemenin içinde hala altın olduğunu ve şirketin bu altını nasıl alırız derdine düştüğünü belirten Erdem, “İliç’te 2022 yılında da kayma olmuş e kimsenin haberi olmamış bundan. Bu bile İliç’te yaşananın bir kaza, heyelan olmadığını cinayet olduğunu gösteriyor” dedi. Erdem, hukukun tıkandığı yerde yurttaşların mücadeleleri ile kendi hukuklarını yaratabildiklerini söyledi.
200 MİLYON YILLIK FOSİLLER ÜZERİNE MERMER MADENİ
Aynı zamanda Gümüşhaneli olan Tarih Öğretmeni Musa Şahin’de Gökdere köyühnde yapılmak istenen mermer madenciliğine karşı verdikleri mücadele sürecini anlattı. Bölgede 200 milyon yıllık eşsiz fosiller olduğunu aktaran Şahin, bu fosiller nedeniyle bölgeyi jeolojik sit alanı ilan ettirmek için ciddi bir çabalarının olduğunu, bunun mermer madenciliğine engel olabileceğini söyledi.
Panel soru yanıt ve katkılarla sona erdi.
EVRENSEL
FACEBOOK YORUMLAR