Erkan: NTE dış politika silahına dönüşebilir

Nadir toprak elementleri… Kısa adıyla NTE… Geleceğin teknolojisi açısından büyük önem taşıyor. Enerji Uzmanı Dr. Anıl Çağlar Erkan, gelecekte NTE’nin bir dış politika silahına dönüşebileceği görüşünü dile getiriyor.

Erkan: NTE dış politika silahına dönüşebilir
02 Şubat 2024 - 18:29

Dünya özellikle enerji ve gelişmiş teknolojik cihazların üretiminde nadir toprak elementlerine ihtiyaç duyuyor. Üstelik bu ihtiyaç her geçen gün artıyor. Dünyada bu elementleri üretebilen 5 ülke var. Elementlerin kıymeti kendini yenilenebilir enerji teknolojilerinde de açıkça gösteriyor.

Enerji Uzmanı Dr. Anıl Çağlar Erkan, Al Ain Türkçe’ye NTE’nin önemini anlattı. Gelecekte bu elementlerin bir dış politika silahı olarak bile kullanılabileceğini söyledi. İşte Erkan’ın Al Ain Türkçe’nin sorularına verdiği cevaplar:

Nadir Toprak elementleri ve Kritik Mineraller, enerji dönüşümü açısından geleceğin önemli konuları arasında gösteriliyor. Nadir toprak elementleri ve Kritik Mineraller nedir? Nerelerde kullanılıyor ve kullanılacak?

Bu noktada bir konuya açıklık getirmek gerekmektedir. Bu doğrultuda nadir toprak elementleri (NTE) ve kritik mineraller kavramlarının literatürde yaygın olarak birbirinin yerine kullanıldığı görülmektedir. Bu bağlamda literatürde kavram karmaşasının yaşandığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu karmaşıklığın önüne geçebilmek için öncelikle iki kavram arasındaki ayrıma dikkat çekmek gerekmektedir.

NTE’ler ve kritik mineraller, birbiriyle ilişkili ancak farklı kavramlardır. Basit bir şekilde ifade etmek gerekirse, NTE’ler kritik minerallerin bir alt kümesidir ve özel uygulamaları nedeniyle kritik öneme sahipken, kritik mineraller çeşitli endüstriler ve ulusal çıkarlar için gerekli olan daha geniş bir yelpazedeki elementleri ve materyalleri kapsamaktadır. Ayrıca NTE’ler sanıldığı gibi nadir değildir. Zira ilk keşfedildiklerinde nadir oldukları varsayılmıştır. Çünkü o ana dek çoğu kişi tarafından bilinmiyorlardı. Bu bağlamda NTE’ler isimlerini gerçek niteliklerinden daha ziyade bilimsel başlangıçlarıyla ilgili durumundan aldığını söyleyebiliriz. Kısacası günümüzde aslında NTE’lerin doğada yeterince var olduğu varsayılmaktadır.

NTE’ler lantanitler, itriyum ve skandiyumdan oluşan kimyasal olarak benzer 17 elementten oluşan bir gruptur. Bununla birlikte, kritik minerallerin tanımı için de belirli bir çerçeve çizmek mümkündür ancak kapsam bakımından değerlendirildiğinde NTE’lerdeki gibi bir geçerlilik söz konusu değildir. Bu aşamada kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şey kritik minerallerin NTE’leri kapsadığıdır. Dolayısıyla kapsam açısından NTE’ler ile kritik mineraller arasında önemli bir fark vardır. Bunun nedeni, NTE’lerin bir grup kimyasal elementi nitelendirmesi, kritik minerallerin ise böyle bir kesinliğe sahip olmamasıdır. Bu nedenle kritik minerallerin tanımı konusunda bir konsensüs bulunmamakla birlikte subjektiflik söz konusudur. Bu bağlamda kritik minerallerin kapsadığı unsurların ilgili aktörlerin algıları ve yaklaşımları doğrultusunda belirlendiğini söyleyebiliriz. Genel bir ifadeyle, NTE’ler periyodik tablodaki bir grup kimyasal elementtir; kritik mineraller ise ekonomi ve ulusal güvenliğin yanı sıra modern toplumun işleyişi için gerekli görülen çeşitli mineralleri ve unsurları içeren daha geniş bir kategoridir.

Kritik mineraller, endüstriyel üretim, teknoloji ve enerji dönüşümü gibi birçok sektörde önemli bir rol oynar. Bu mineraller, özellikle yüksek teknoloji ürünlerinin üretiminde ve enerji üretiminde kullanılan özel özelliklere sahip elementleri ifade eder. Kullanılan maden kaynaklarının türleri teknolojiye göre değişir. Örneğin lityum, nikel, kobalt, manganez ve grafit pilin performansı ve ömrü açısından çok önemlidir.

Genel olarak kritik mineraller, rüzgar türbinleri ve elektrikli araç (EV) motorları için aşırı ciddi olan kalıcı mıknatıslar için gereklidir. Ayrıca elektrik şebekeleri büyük miktarda bakır ve alüminyuma ihtiyaç duyar. Ayrıca yenilenebilir enerji teknolojileriyle desteklenen bir enerji sistemi, geleneksel hidrokarbon kaynaklarıyla beslenen bir enerji sisteminden çok farklıdır. Bu sistemlerin parçaları olan yapıların inşası genellikle fosil bazlı sistemlere göre daha fazla mineral gerektirir. Örneğin standart bir elektrikli otomobil, geleneksel bir otomobilin altı katı maden girişine ihtiyaç duyarken, karadaki bir rüzgar tesisi, doğal gazla çalışan bir enerji tesisine göre dokuz kat daha fazla madene ihtiyaç duymaktadır.

Nadir toprak elementlerinin ülke ekonomilerine katkıları ne düzeyde oluyor? Bu elementler en çok hangi ülkelerde var?

NTE ve kritik minerallerin ülke ekonomileri katkıları bağlamında halihazırda tam anlamıyla sağlıklı bir veriye ulaşmak mümkün değildir. Daha çok bu veriler ülkelerin madencilik gelirleri bağlamında değerlendirilirken salt NTE ve kritik minerallere ilişkin rakamlara son birkaç yılda ayrı bir şekilde ulaşılmaya başlanmaktadır. Bu doğrultuda NTE ve kritik mineral rezervleri açısından dünyanın en zengin ülkesi konumundaki Çin’in verileri bizler açısından yol göstericidir. Öyle ki Çin’in 2018 yılında NTE ihracatından sağladığı gelir 514 milyon dolar iken bu rakam 2023 yılında 1 milyar doları aşmış durumdadır. Ancak bu noktada bir konuya dikkat çekmek gerekmektedir. Zira NTE ve kritik mineralleri ülkeler açısından önemli kılan ekonomik getirileri değildir. Bunun da ötesinde bir durum söz konusudur. Öyle ki NTE ve kritik minerallerin enerji dönüşümü süreci içerisindeki dünya için önemi bunların sınırlı sayıdaki ülkenin elinde olmasıdır. Bu ise ciddi bir enerji güvenliği sorunu anlamına gelmektedir. Bu doğrultuda NTE ve kritik minerallerin gelecek yıllarda bir takım ülkelerin elinde dış politika silahına dönüşmesi muhtemeldir. Bu olası ülkelerin başında Çin gelmektedir. Zira Çin, dünya genelinde en büyük nadir toprak elementleri rezervlerine sahip ülkedir. Özellikle iç bölgelerinde bulunan Bayan Obo Madeni, dünya çapında önemli bir nadir toprak elementleri üretim merkezi konumundadır.

Bu alanda bir diğer önemli ülke Avusturalya’dır. Avustralya, özellikle Batı Avustralya eyaletinde ve Northern Territory’de önemli nadir toprak elementleri rezervlerine sahiptir. Mount Weld gibi madenler, Avustralya’nın bu stratejik minerallerdeki varlığını belirtmektedir.

Rusya ise bir diğer ülkedir. Rusya’nın Sibirya bölgesinde bazı nadir toprak elementleri rezervleri bulunmaktadır. Bu rezervler, dünya genelindeki diğer büyük üreticilere kıyasla daha küçük olabilir, ancak Rusya’nın bu alandaki potansiyelini göstermektedir.

Rusya’dan sonra ABD gelmektedir. ABD, Kaliforniya, Alaska ve Wyoming gibi eyaletlerinde nadir toprak elementleri rezervlerine sahiptir. Mountain Pass Madeni, ABD’nin nadir toprak elementleri üretiminde önemli bir rol oynamaktadır. Bir diğer ülke ise Güney Afrika’dır. Güney Afrika, dünya genelinde önemli nadir toprak elementleri rezervlerine sahip olan ülkelerden biridir. Bu rezervler, dünya çapındaki talep artışlarına cevap verme potansiyeline sahiptir.

Türkiye nadir toprak elementleri konusunda ne durumda? Bu elementlerden ne kadar faydalanıyor ya da faydalanacak?

Ocak 2022 itibariyle, Türkiye’nin NTE konusunda potansiyeli olduğunu gösteren çeşitli keşifler ve çalışmalar bulunmaktadır. Ancak, Türkiye’nin NTE üretiminde veya rezervlerdeki konumu, Çin, Avustralya ve diğer büyük üreticilere kıyasla daha sınırlıdır. Ancak son dönemde bu durum önemli ölçüde değişmeye başlamıştır. Öyle ki Türkiye’de yapılan bazı çalışmalar, özellikle batı bölgelerinde ve Karadeniz kıyılarındaki maden potansiyelini araştırmaktadır. Bu bölgelerde nadir toprak elementleri ve diğer stratejik minerallerin varlığına dair belirtiler bulunmuştur. Bu noktada Eskişehir’de yapılan keşifler Türkiye açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Söz konusu keşif dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez tarafından yapılan “694 milyon tonluk nadir toprak elementi keşfi yaptık. 17 farklı element tespit ettik. Dünyada nadir element üreten ülke sayısı iki elin parmak sayısını geçmez” şeklindeki açıklamayla kamuoyuna duyurulmuştur.

Türkiye’nin 2022 yılında yapmış olduğu 694 milyon tonluk keşif dünya da Çin’in 800 milyon tonluk rezervinin ardından ikinci en büyük rezervdir. Bu doğrultuda Türkiye, kısa sürede önemli adımlar atmış ve Beylikova Florit, Barit ve Nadir Toprak Elementleri Pilot Tesisi’nde üretimlere başlanmıştır. Kısa bir sürede Türkiye’nin NTE üretebilen dünyadaki 5 ülkeden birisi haline gelmesi gibi bir potansiyeli ortaya çıkmıştır. Ancak pilot tesisin projede daha ilk aşamada olduğuna dikkat çekmekte gerekmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin bu alanda gelişimini sürdürmesi beklenmektedir. 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum