Dağın etekleri madenler, zirveleri RES'lerle yok ediliyor
Aydın’da Gökbel Dağı’nın etekleri maden şirketleri tarafından delik deşik edilirken, dağın zirvesine de enerji şirketi 15 adet rüzgar enerji santrali türbini kurmak istiyor.
Aydın ile Muğla arasındaki dağlar yıllardır maden projeleri ile delik deşik ediliyor. Etekleri maden şirketlerine peşkeş çekilen dağların zirveleri ise şimdi enerji şirketlerine peşkeş çekilecek. Aydın’ın Karpuzlu ilçesi Hatipkışla köyünde faaliyet gösteren Sabaş Elektrik Üretim AŞ isimli şirket, Hatipkışla köyündeki dağa 15 adet rüzgar enerji santrali (RES) türbini kurmak istiyor. 12 türbinin ÇED süreci tamamlanmasının ardından kapasite artışı yapmak isteyen şirket 3 RES direği için daha başvuru yaptı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı internet sitesinde yayımlanan bilgiye göre RES projesi için 30 Eylül’de inceleme değerlendirme komisyonu (İDK) toplantısı yapılacak. Bu kapasite artışı projesi ile RES’ler 15 adet türbinden oluşacak.
PROJE TANITIM DOSYASI TALANI GÖSTERİYOR
RES’lerin kapasite artış projesinin tanıtım dosyası incelendiğinde bölgedeki doğa talanı ve tahribatı çok açık bir şekilde gözler önüne seriliyor. Özellikle proje tanıtım dosyasını (PTD) incelediğimizde Aydın-Muğla il sınırları arasındaki Gökbel ve Latmos Dağlarının nasıl talan edildiği ortaya çıkıyor.
RES’LERİN TAMAMI ORMAN VE ÖNEMLİ DOĞA ALANINDA
PTD’de yer alan tapu kadastro haritasına baktığımızda bölgenin tamamının ormanlık alan olduğu görülüyor. PTD’nin ilerleyen sayfalarında ise bu alanın ‘orman’ ve ‘önemli doğa alanı’ gösteriminde yer aldığı bilgisine yer veriliyor. Tüm bunların yanı sıra PDT dosyasında türbinlerin konumlarının karşısındaki alanların orman niteliğinde olduğu görülüyor. Dosyada proje alanının yerleşim yerlerine yakınlığı ve bölgedeki maden işletmelerinin yol açtığı doğa tahribatları dikkat çekiyor. RES’lerin maden işletmeleri tarafından kuşatıldığı görülürken, en yakın yerleşim RES direklerine 800 metre uzaklıkta.
RES’LER MADENLERLE ÇEPEÇEVRE KUŞATILMIŞ
Karpuzlu ve Milas ilçelerindeki maden sahaları ve ÇED süreçlerine yer verilen dosyada görece olarak dar sayılabilecek bir alanda büyük maden şirketlerinden Alinda, İmrys, Kaltun, Esan, Matel’in maden işletmeleri var. Bölgede ayrıca Hatipkışla Barajı yapımında kullanılmak üzere DSİ 21. Bölge Müdürlüğü (Aydın) tarafından açılan iki tane kaya malzeme ocağı da bulunmakta. PDT dosyasında yer alan bilgiye göre 11 maden işletmesinden 6’sına ÇED gerekli değildir kararı verilirken, 5 işletmenin ise ÇED olumlu kararı bulunmakta.
MİLLİ PARKLARIN İTİRAZI ŞİRKETİN İKİ DİREĞİNE MAL OLMUŞ!
Şekil 16’da projenin etki alanı olarak verilen haritadaki renklere baktığımızda bütün bu maden işletmeleri RES’lerin etki alanında kalmakta. Projenin 16 türbinlik ilk haline Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce 14.02.2023 tarihinde yapılan “Bariyer etkisinin asgariye indirilmesi için kanat uçları arasındaki asgari mesafenin 300 m olması gerektiği” itirazının ardından iki türbinin projeden çıkarıldığı, ikisinin de konumlarının değiştirilerek projenin revize edildiği görülüyor.
DAĞLAR MADEN ŞANTİYESİNE DÖNÜŞTÜ
Aydın ve Muğla arasındaki Gökbel ve Latmos Dağları binlerce yıldır ormanları, biyoçeşitliliği, bitki örtüsü ile insan yerleşimlerinin yanı sıra birçok canlı için yaşam kaynağı olmuş. Bölgede izleri geçmişten günümüze kadar gelen irili ufaklı antik kentler yörenin bu özellikleri nedeniyle birçok uygarlık için önemli bir yurt olduğunu da gösteriyor. Öyle ki bölgede, 8500 yıl öncesine giden Neolitik Çağ’dan günümüze kadar kesintisiz olarak yerleşimlerin olduğunu gösteren onlarca buluntu, kaya resmi, tarım terası, antik kent var.
İşte yıllardır çevre ve ekoloji örgütleri tarafından “Milli park ilan edilerek korunsun” diye çaba gösterilen bu eşsiz coğrafya son yıllarda kuvars, feldspat ve kömür madencilik faaliyetleri ile gündeme geliyor. Gnays kayaların doğa olayları nedeniyle çok farklı şekiller almasından kaynaklanan adeta bir açık hava müzesi görünümündeki bu dağlar, özellikle son 15-20 yılda madenler tarafından delik deşik edildi. Dağlardaki maden talanı her geçen gün yeni projeler eklenerek katlanırken şimdi de dağların zirvelerinde esen rüzgar, enerji şirketlerinin iştahını kabartmış durumda. Aynı zamanda yörede yaşayan insanların merası, ormanı, fıstık çamı üretim alanları olan bu dağların yamaçları madenler, zirveleri ise RES’lerin istilası altında. Bazen iç içe geçen maden ve enerji projelerinin yarattığı doğa tahribatını şirketlerin kendi hazırladıkları raporlarda ve uydu haritalarında çok rahat bir şekilde görebiliyoruz.
"ŞAHİNLER ÖLECEK" İTİRAFIPTD dosyasına göre:
Proje alanı ve yakın çevresinde belirlenen Tosbağa (Testudo graeca) IUCN listesinde VU (hassas) kategorisinde yer alırken geri kalan türler LC (asgari endişe altındaki türler) kategorisinde yer almaktadır. BERN Sözleşmesi kesin koruma altında olan türler kategorisinde 8 tür, koruma altında olan türler kategorisinde ise 14 tür yer almaktadır. Ayrıca nesli tehlikede olan yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretine ilişkin sözleşmeye göre de 2 tür, ek 2 içerisine girmektedir. Proje alanı ve yakın çevresinde belirlenen Toros Kertenkelesi dünya üzerinde sadece ülkemizde yayılış gösteren bölgesel endemik bir türdür. Bu tür çalışmalarda tespit edilmemiştir fakat literatür taramalarında kayıtlara geçmiştir. Toros Kertenkelesi IUCN kırmızı listesine göre LC kategorisindedir. RES sahasında çarpışma risk modeline göre ölmesi beklenen türler şahin ve gümüş martı AB kuş direktifleri ek-I kapsamında yer almamakta ve IUCN’de asgari endişe (LC) kategorisinde yer almaktadır. Her iki tür için de tespit edilen ölüm tahmininin, bu türlerin bölgedeki popülasyonuna zarar vermesi olası değildir.
FACEBOOK YORUMLAR