Çit Deresinden yükselen maden protestosu

Gümüşhane’nin Torul ilçesinde bulunan Çit Deresi Vadisinde yer alan köyler “Vadimizde maden istemiyoruz” diyerek maden faaliyetlerine karşı çıktı.

Çit Deresinden yükselen maden protestosu
09 Haziran 2024 - 11:30

Torul ilçesindeki Çit grup yolu başlangıcında bulunan Baydarlar beton santralinin önünde basın açıklaması yapan köylüler, "Vadimizde maden istemiyoruz" mesajı verdi.

Vadide yer alan Altınpınar, Güvemli, Yıldız, Gümüştuğ, Büyük Çit, Küçük Çit köylerinin muhtar ve köy sakinlerinin katıldığı basın açıklamasını Torullular Derneği Başkanı Mümin Çakıcı yaptı.

Bahse konu köylerde yapılmak istenen maden aramaları ve sondaj faaliyetleriyle ilgili kaygıları olduğunu ve bu konuda kararlı olduklarını kaydeden Çakıcı, “Gümüşhane İli Torul İlçesinin Güvemli Köyü sınırları içerisinde TRAB Madencilik Anonim Şirketinin, biri açık patlatma usulüyle altın madeni çıkarılması ve sondaj yöntemi ile maden arama, diğeri açık işletme usulüyle maden çıkarma projeleri bulunmaktadır. Bunlardan ikincisi hakkında "ÇED Gerekli Değil" kararı çıkmıştır. Bu kararın yürütmesinin durdurulmasına dair hukuki mücadele başlatılmış olup yargı süreci devam etmektedir. Ayrıca Esan Eczacıbaşı Şirketi, Torul Deremahallesi (Yıldız Köyü) merkezli, Büyük Çit ve Güvemli köyleri sınırları içerisinde toplam 24 yerde sondaj çalışmaları yürütmektedir. Sözkonusu maden arama ve sondaj faaliyetlerinin halktan gizlendiği, duyurusunun yapılmadığı, itirazların değerlendirilmediği, çevresel etkilere ilişkin bilimsel değer ifade eden çalışmalara dayanmayan; eksik, yetersiz, baştansavma oluşturulmuş projelerdir. Ne acıdır ki bu şirketler, köylerimizin ve köylülerimizin gerçeklerinden uzak şekilde hazırladıkları projelerinin izinlerini, ilgili kurumların masa başında verdikleri olumlu raporlarla alabilmektedirler. Güvemli köyünde iki alanda maden çıkarma girişiminde bulunan TRAB Madencilik şirketi aslında çok uluslu maden tekelinin bir üyesidir. Hisselerinin tamamı Kanada şirketinin elindedir. Bu kökü dışarıda şirketin köylerimizin yer altı kaynaklarını sömürmeye çalışması asla kabul edilemez! ESAN Eczacıbaşı ise üç köyümüzün başta su kaynakları olmak üzere hayat membalarımızı yok edecek stratejik noktalarda sondajlar vurmanın son hazırlıklarını yapmaktadır. Belirlenen alanlarda sondaj yapılması halinde üç köyümüzün de yaşam alanlarının sona ermesi içten bile değildir” dedi.

Maden çıkarılmak ve aranmak istenen noktaların son derece eğimli yerler olduğunu belirterek yakın zamanda Erzincan İliç'te meydana gelen felaketin bir benzerinin köylerinde yaşanması halinde bir kez daha can ve mal kaybı gibi telafisi mümkün olmayan neticeler doğacağını ifade eden Çakıcı, “Gümüştuğ Vadisi içerisinde huzur ve barış içerisinde yaşamaya çalışan biz Güvemli, Yıldız ve Büyük Çit köylüleri madencilik faaliyetleri nedeniyle büyük tedirginlik içerisindeyiz. Ormanlarımızı, sularımızı, yollarımızı, yayla ve mera alanlarımızı, tarım alanlarımızı, sağlığımızı, hatta yaşamımızı kaybetme riski altındayız. Yüzyıllardan beri dedelerimizin koruyarak bizlere intikal ettirdiği ve bizim de gözümüz gibi muhafaza ettiğimiz ülkemizin en değerli köylerimiz, ormanlarımız ve yaşam alanlarımız tahrip edilecektir. Bizler tarım, um, ormancılık, hayvancılık ve arıcılıkla geçinmekteyiz. Yapılacak sondaj ve maden çıkarma çalışmaları, canlı yaşamına telafisi imkânsız büyük zararlar verecek, adeta aldığımız nefesi kesecek, geçim kaynaklarımızdan mahrum bırakacaktır” diye konuştu.

Uluslararası alanda insanlık kuralı olarak dünyada en önemli hakkın hür, adil, eşit ve sağlıklı yaşam olduğunu, egemenliğin kaynağının millette bulunduğunu hatırlatan Çakıcı, “Şeyh Edeb Ali'nin Osman Bey'e: "Ey oğul! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" nasihatı Osmanlı Devleti'nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün: "Köylü Milletin Efendisidir" vecizesi ise Türkiye Cumhuriyeti'mizin devlet idaresinin temeli olmuştur. Doğrudan hayat hakkımıza kast eden TRAB ve ESAN Eczacıbaşı şirketlerinin kendi menfaatlerini önceleyen, bizim yaşam hakkımızı öteleyen projelerini şiddetle reddediyoruz! İzin verilmesi halinde şirketlerin maden çıkarma sürecinde, ortaya çıkabilecek telafisi güç sonuçlarından doğan sorumluluğun ağır olacağını hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

Başkan Çakıcı, Anayasanın 56. maddesinde herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu ve aynı zamanda bu maddede çevreyi korumanın vatandaşlara bir görev olarak verildiğini hatırlatan Çakıcı, “Dolayısıyla köyümüzü, havamızı, toprağımızı, suyumuzu savunmak bizim Anayasal hakkımızdır. Sadece kendi canımızı değil, doğadaki tüm canlıları, endemik bitkileri havamızı ve suyumuzu savunmak için maden arama faaliyetlerine ve sondaj çalışmalarına hayır diyoruz!!! Bu mücadelemize, ilgili resmi kurumlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, basınımızın ve çevreye duyarlı bütün vatandaşlarımızın desteğini talep ediyoruz. Köylerimizde ve ormanlarımızda kadimden beri devam eden yaşam alanlarımızın tahribattan korunması için ilgili maden şirketlerinin proje ve faaliyetlerinin ivedilikle reddedilmesinin, sondaj çalışmalarının acilen sonlandırılmasının gereğini ilgili devlet kurumlarımıza ve kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz” dedi.

Torul İl Genel Meclisi üyelerinin de katılarak destek verdiği programda köylüler "Vadimize maden istemiyoruz" pankartı açan köylüler ellerinde "Cennetimizi cehenneme çevirtmeyiz", "Doğayı hor gören geleceği zor görür", "Köyümüze dokunma", "Vadinin üstü altından daha değerli", "Dedelerimizin mirasını sonuna kadar koruyacağız", "Doğa talanına hayır", Bu dağlar evimiz madene vermeyiz", "Hiçbir güç millet iradesinin üstünde değildir" yazılı dövizler taşıdı.

Çakıcı ayrıca bölgede madencilik faaliyetlerinin çevreye ve doğaya vereceği zararla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunu da paylaştı.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum