UYANIK ÇALIK'IN MACERALARI KALDIĞI YERDEN
Çalık Holding'in İliç Katliamındaki Rolü ve Sorumlulukları sonrası Çalık Maden'in diğer madenlerinde gizlenen kazalar!!
Erzincan'ın İliç ilçesinde meydana gelen ve 9 değerli işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Çöpler Altın Madeni'ndeki heyelan, madencilik sektöründeki çevresel ve iş güvenliği standartlarının yeterince takip edilip edilmediği konusunda ciddi soru işaretleri uyandırdı. Çalık Holding, olayın ardından yaptığı açıklamada kendisini "yalnızca finansal bir yatırımcı" olarak tanımlasa da, mevcut deliller ve geçmişte yapılan açıklamalar, şirketin projedeki rolünün bu iddiaların ötesinde olduğunu gösteriyor.Erzincan İliç'teki Çöpler Altın Madeni faciası, madencilik sektöründe derin izler bırakarak, çevresel ve iş güvenliği ihlallerinin ağır sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu trajik olay, Çalık Holding ve özellikle Ahmet Çalık'ın facianın ardından aldığı tutumla, kamuoyunda ve hukuki çevrelerde ciddi tartışmaların odak noktası haline geldi. Şirketin "finansal ortak" olduğunu iddia ederek operasyonel sorumluluklardan uyanıkça sıyrılmaya çalışması ve Çalık Holding’in bürokratlara siyasi baskı yaparak usulsüz ve Arnavutluk'a kadar uzanan şaibeli bir şekilde ÇED'in devamı kararını alması, etik ve yasal sorumluluklar açısından değerlendirilmelidir.
Çalık Holding'in finansal ortaklık iddiası, madencilik faaliyetlerindeki derin etkisini ve operasyonel süreçlerdeki rolünü maskeleyen bir manevra olarak görülmektedir. Ahmet Çalık'ın ÇED sürecine müdahalesi ve siyasi baskılarla elde edilen usulsüz kararlar, şirketin ve yöneticilerinin çevresel yönetim ve iş güvenliği standartlarına olan bağlılığını sorgulatmaktadır. Bu durum, şirketin sadece finansal kazançları değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel sorumluluklarını da gözetmesi gerektiği ilkesiyle çelişmektedir
Çalık Holding'in maden faciasındaki geliyorum diyen cinayetlerdeki gölge rolü
Çalık Holding ve madencilik sektöründeki ortakları, Çöpler Altın Madeni'nde yıllardır stratejik bir ortaklık yürütüyor. Bu ortaklık, madenin inşaatından operasyonel süreçlerine kadar geniş bir yelpazede etkin rol almalarını kapsıyor. Holdingin inşaat şirketi, madenin kurulum çalışmalarında önemli görevler üstlenirken, finansal yatırımın ötesinde, projenin yönetimi ve operasyonel kararlarda da belirgin bir etki sahibi oldukları ortaya çıkıyor.
Erzincan Çöpler’den Balıkesir Gediktepe’ye ve Artvin Hod’a
%20-100 hisse oranlı Stratejik !!! Ortaklıklar
Balıkesir, Artvin, Gümüşhane, Giresun
Çalık grubun resmi sitelerinde yapılan açıklamalara göre 2011 yılında oksitli cevher üretimiyle faaliyetlerine başlayan Çöpler Altın Madeni, Çalık grubun maden şirketi Lidya madencilik ve yabancı ortakları SSR Madencilik ile birlikte Türkiye’de başka projeler geliştirmek amacıyla kurduğu 50/50 iştirak şirketleriyle büyümeye devam etti. Polimetal Madencilik, Lidya tarafından yönetilerek Türkiye’deki altın ve bakır sahalarını geliştirmek üzere çalışmalara başlandığı ve 2013 yılında, Polimetal ekibi Balıkesir’de Gediktepe projesini ortaklar arasındaki anlaşmayla %100 Lidya bünyesinde birleştirmek üzere karar aldıkları açıklanmıştır.
Çalık maden şirketinin çoğunla sahip olduğu Balıkesir Gediktepe'de, Gümüşhane ve Giresun illerinin arasında Bakırtepe ve Artvin'deki maden projeleri, bölgesel çevre üzerinde olumsuz etkileri ve şirket kaynaklı facialar nedeniyle gözlem altına alındı.
Çalık madencilik şirketlerinin diğer altın projeleri Munzur Dağları ve Artvin'in Hodköyü gibi doğal ve kültürel açıdan önemli alanlarda yürütülen madencilik faaliyetleri, yerel halk ve çevre savunucuları tarafından özellikle endişeyle takip ediliyor. Bu faaliyetlerin, ekosistemler üzerindeki baskısının yanı sıra, sosyal ve ekonomik yapılara da etkileri bulunuyor. Yerel toplulukların yaşam alanları ve geçim kaynakları üzerindeki olası olumsuz etkiler, madencilik projelerinin sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Madencilik sektöründe sürdürülebilirlik, çevresel ve sosyal etkilerin azaltılması, doğal kaynakların korunması ve yerel topluluklarla uyum içinde çalışılması anlamına gelir. Erzincan cinayeti ardından Çalık Holding ve SSR Madencilik şirketlerin, insan hayatını yok sayan, çevresel yönetim ve sosyal sorumluluk standartlarına göz göre göre hiçe saymaları kamuyu da ve üst otoritelerin uyarılarına rağmen pervasızca hareket etmesi, bu konuda artık hesap sorulmasının zamanının geldiğimi gösteriyor.
Çalık ve ABD’li yabancı ortağı SSR madencilik işlettiği Erzincan İliç, Balıkesir Gediktepe ve Artvin gibi bölgelerde yürütülen “vahşi madencilik” madencilik projeleri, çevresel yönetim, toplumsal katılım ve şeffaflık ilkelerine dayanan sürdürülebilir uygulamaların önemini bir kez daha gündeme getiriyor.
Ahmet Çalık ve Çalık Holding adına yapılan uyanıkça ve kurnazca açıklama ile gözler artık Çalık Holding ve sahibi Ahmet Çalık’ın ve yurt dışındaki diğer yatırımlardaki faaliyetleri sorgulanması sürecini başlattı.
Devlet ve Kamuoyu Yanıltma Girişimleri
Adalet İmtihanı ve Çalık için İş Ahlakı Testi
Çalık Holding ve yöneticileri hakkında açılacak kapsamlı bir soruşturma, İliç'teki maden faciasının gerçek nedenlerini ve sorumlularını ortaya çıkarmanın yanı sıra, benzer trajedilerin önlenmesi adına önemli bir adım olacaktır. Kamuoyu, projedeki tüm yönleriyle açıklığa kavuşması ve adaletin tecelli etmesi çağrısında bulunuyor.
Çöpler Altın Madeni'ndeki facia, madencilik sektöründe sürdürülebilirlik ve iş ahlakının ne derece önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Çalık Holding ve ortaklarının artık inandırıcılıkları kalmadı.
Erzincan İliç'teki altın madeni faciası, Çalık Holding ve ortaklarının, projelerdeki rolleri ve üstlendikleri sorumluluklar konusunda ciddi bir sınavdan geçtiğini gösteriyor. Bu sınav, sadece şirketler için değil, madencilik sektörünün geleceği için de belirleyici olacak.
Kamuoyu, bu süreçte şeffaflık ve dürüstlüğün ön planda tutulmasını ve sorumluların adalet önünde hesap vermesini beklemektedir.