Yücel: Türkiye, Maden Potansiyelini Tam Kapasiteyle Kullanamıyor
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve TÜMAD Madencilik Genel Müdürü Hasan Yücel, madencilik sektörüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin dünyanın en zengin maden yataklarına sahip bir bölgede yer aldığını ancak ülkenin bu potansiyeli tam kapasiteyle kullanamadığını ifade eden Yücel, "Türkiye dünyanın en zengin maden yataklarına sahip bir bölgede bulunuyor. Dünyada 90 çeşit maden ticareti yapılıyor. Bunun 77 tanesi Türkiye'de var. 132 ülkeden de Türkiye, bu ticareti yapan 10. sırada. Burada bu kaynakların olması yeterli bir kavram değil. Sonuçta kaynakları ekonomiye zamanında, planlı bir şekilde çıkartabildiğinizde bu kaynaklardan ekonomik anlamda yararlanabiliyorsunuz. Biz bundan yararlanabiliyor muyuz? Maalesef yararlanamıyoruz. Çünkü bu kadar maden çeşitliliğinin olduğu ülkelerde Gayri Safi Milli Hasıla içerisinde madencilik payı %4'ten %10'a kadar çıkabiliyor. Türkiye bu anlamda %1,5-2'lerde. Bu kaynakları da zamanında dönemsel olarak verimli kullanamadığımız sonucu çıkıyor." dedi.
Sektöre ilişkin bazı izinlerin 2-3 yıl sürdüğüne ve bu nedenle çok fazla zaman kaybının yaşandığına dikkat çeken Yücel, "Orta Vadeli Programın ana hedefi üretim, istihdam ve yatırımın teşvik edilmesi. Bir kaynağınız var. Madenleriniz, maden çeşitleriniz var. Büyük kaynaklar var. Ama şöyle sıkıntılar yaşıyoruz. Bu hedefler konuyor ama bütün sektörlerde tartışılan yapısal dönüşüm meselesi. Biz yaklaşık 18 Kurumdan izin alıyoruz. Bunların tekelden yönetilmesini arzu ediyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilgili ciddi problemler yaşıyoruz. Maden alanına 10 cm. çapında bir sondaj yapacaksınız, bunun izninin 2-3 yıl sürdüğü süreçler var. Yine Orta Vadeli Programda madenlerin aranması öncelikli lazım. Arayıp bulacaksınız ki, planlayasınız. Projeye ve yatırıma hazır hale getireceksiniz. Bunlarla ilgili ciddi tıkanıklar var. İletişimde de bazı problemler var. Sektör olarak biz mali piyasalar, kalkınma planında yapılan hususları destekliyoruz, ama diğer tarafa dönüyoruz ve adım atamıyoruz. Görüşmemiz lazım." şeklinde konuştu.
Yücel ayrıca, "Madenlere başka kurumların gelir kaynağı gibi bakmamak lazım. Burada ülkede üretmek çok kıymetli. Bütün kurumsal yapıların tam oturması lazım. Vazgeçilebilecek bir sektör değil. Yaşamın kaynağı, bütün yatırımların temeli, teknolojik ürünlerin yakalandığı ve hayata geçtiği projelere monte edildiği bir alan. Bunun kültürel olarak ülkenin her tarafında bir şekilde oturtulması lazım." ifadelerini kullandı.
Sürdürülebilir madencilik konusuna da değinen Yücel; "Bu açıdan da ilginç bir ülkeyiz. Türkiye'de en çok altın madenciliği tartışılır. Uluslararası standartları en iyi standartlarda yapan ülkelere benzer Türkiye'de altın madenciliği yapılır. Çevre ile uyum programları, karbon ayak izi, yerel kalkınma, yerel istihdam bütün bu parametrelerin tam anlamıyla çalıştırıldığı Türkiye'de altın madenciliği var. Bir yandan da madenciler inanılmaz iyi projeler yapıyor. Rehabilitasyonlar yapıyor, uluslararası standartlarda madencilik nasıl yapılır bunlarla ilgili önlemler almaya çalışıyor." şeklinde konuştu.
"Türkiye'de yılda çok rahat 7-8 milyar dolarlık altın üretebiliriz." diyen Yücel, "Ormana şunu da diyoruz, 'Gelin birlikte çalışalım.' Şöyle tezatlıklar yaşıyoruz. Bir bölge inanılmaz tartışılıyor. Çanakkale'den İzmir'e kadar bir alan düşünün, toplasanız 500 hektarlık alanda altın madenciliği yapılır orman vasfındaki alanlarda. Ama bir bakarsınız bir ilde yılda 7 bin hektarda yangın çıkar. Ya da Türkiye'nin bütün ormanların içerisinde binde dördünde madencilik yapılır ama dönersiniz yılda 100 bin ağaç başka gerekçelerle kesilir, haklı gerekçelerde olabilir. Çünkü yatırımlar sadece madencilikte yapılmıyor. Orman alanlarında yollar geçiriyorsunuz, enerji hatları geçiriyorsunuz, alt yapı tesisleri geçiriyorsunuz. Önemli olan rehabilite etmek, biz buna açığız. Bu alanları daha hızlı nasıl rehabilite edebiliriz, orman olmayan alanlara daha çok nasıl ağaç dikebiliriz madenciler buna çok hazır ve bunu çok iyi yapan örneklerde var. Türkiye'de çok fazla var. Üst düzey madencilik yapan şirketler sürdürülebilirlik ilkelerine madencilik açısından daha hazır. Türkiye'de bu kaynak var. Biz yılda çok rahat 7-8 milyar dolarlık altın üretebiliriz." ifadelerini kullandı.
Madencilik sektörünün hem riskli, hem uzun zaman alan ve ciddi bir yatırım isteyen sektör olduğunu vurgulayan Hasan Yücel, "Bu hem riskli bir sektör, hem uzun zaman alan bir sektör ve ciddi bir yatırım isteyen bir sektör. Bugün en kötü 4 ton altın üreteceğiniz bir tesisin 300-400 milyon dolar yatırımı var. Şu anda yeni kaynak üretmiyoruz. Ar-Ge anlamında da bir şeylere ihtiyacımız var. Orada kuralları çok net koymak lazım. 10 sene öncesine kadar Türkiye'deki yerel şirketler bu vizyonda değildi, onlarda bir yapıya geldi. Topyekün bir strateji planı hazırlayıp çalışılması lazım. Türkiye'de bu güne kadar 1 milyar dolarlık arama yatırımı ve 10 milyar dolarlık yatırımla 40 ton altın ürettik. Türkiye'de hadi 40 ton daha altın üretelim dediğinizde 7-8 milyar dolar yatırıma ihtiyacınız var. Demek ki kaynağa ihtiyacınız var. Ama işlerin çok zaman almasından dolayı maalesef yatırım ortamının çok çok daha iyileştirilmesi lazım ve kuralların net olması lazım. Net olsun ki yatırımcı burada risk yaşamasın, zaman kaybetmesin." şeklinde konuştu.
Yücel ayrıca, "Şöyle bir önerim var. Bütün Kurumların bir araya gelerek iletişim halinde olması lazım. Çünkü bu kamu kaynaklarıyla yürüyecek bir iş değil. Madenciler bu sektörde günah keçisi ilan edilmiş. Gelin gidelim Kanada'ya, inanılmaz ormanlar var ve 20 altın madeni peş peşe çalışıyor, devamında aynı eski haline getiriliyor ya da rehabilite ediliyor. Konuşmak lazım, Cevdet Yılmaz bey ve Mehmet Şimşek bey çok büyük gayret sarf ediyor. Diğer kurumlarında bu işe biraz daha ayak uydurması ve iletişim kanalarının açık olması lazım." ifadelerini kullandı.