TMMOB: Liç sahasında yaşanabilecek kaymayı defalarca dile getirdik

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, İliç altın madeni sahasında yaşanan felaketle ilgili açıklama yaparak "İliç'te yürütmeyi durdurma kararları yetmez, verilmiş bütün ÇED ve işletme izinleri iptal edilmelidir,' dedi.

Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği'nin (TMMOB) İliç altın madenindeki kapasite artırımına karşı, Anagold Madencilik ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na açtığı davada Erzincan İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı aldı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, bugün kararla ilgili bir açıklama yaparak "İliç’te yürütmeyi durdurma kararları yetmez, verilmiş bütün ÇED ve işletme izinleri iptal edilmelidir,” dedi.

İliç altın madeni liç yığının bir bölümündeki kayma sonucu 13 Şubat’ta şlam (tesisten çıkan kimyasal atık) altında kalan dokuz işçiye hâlâ ulaşılamadı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı’nın açıklaması özetle şöyle:

“Erzincan İdare Mahkemesince; dosyaya sunmuş olduğumuz onlarca talep dilekçesine ve dava konusu ÇED kararlarının hukuka aykırılığı kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkmış olmasına karşın derhal iptal kararı verilebilecekken ancak 21 gün sonra, bilirkişi raporunun teslimine değin yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmiştir.

“Mahkeme bir kez daha sorumluluğu kendi üzerinden atacak bir karar imza atmıştır. Yargılamanın gelmiş olduğu aşamada iptal kararı verilmesi yargılama ilkeleri karşısında da zorunlu hale gelmiş olmasına karşın Erzincan İdare Mahkemesi, üstelik Bakanlığın açık ocak işletmesine ilişkin çevre izin lisans belgesinin iptaline ilişkin açıklamasına atıfla ancak geçici süreli bir yürütmenin durdurulması kararı vermiştir. 

 

“Derhal kapatılmalı”

“Ancak daha önce de hem yargılama süresince hem de teknik raporlarımızda defalarca açıklamış olduğumuz üzere orman alanlarının, ekolojik ve biyolojik değerlerin, flora ve fauna bileşenlerinin, tarım ve mera alanlarının, su kaynakları ve havzalarının, kültürel ve tarihi mirasın, yerleşme alanlarının tahribine yol açan siyanürlü maden işletmeciliğine ilişkin proje, çevre ve insan sağlığı üzerinde geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açmaktadır. Nitekim son yaşananlar da bunu acı bir biçimde yeniden göstermiştir. Dolayısıyla yürütmenin durdurulması kararları ile yetinilmeden Birliğimiz tarafından açılan iki davada da derhal iptal kararları verilmesi, insan ve çevre sağlığı için zorunludur.

“Bununla birlikte yalnızca süregelen davaların konusu olan ÇED kararlarının iptali ile yetinilmemeli, faaliyete başladığı yıllardan itibaren doğal çevrenin tahribata uğramasına, tarımsal faaliyetlerin hayvancılığın zarar görmesine yol açan; yürütülen sömürge madenciliği ile ülkemizin kaynaklarının yabancı şirketlere aktarılmasına yol açan bir projeye son verilerek maden işletmesi derhal kapatılmalıdır.

 
“2018 ve 2022 yıllarında aynı maden sahasının yol açtığı çevresel zararlar ortadayken faaliyetin sürmesine olanak sağlayan, liç sahasında yaşanabilecek kaymayı defalarca dile getirmemize rağmen kulaklarını kapayan kamu görevlileri ile şirket yetkileri başta olmak üzere sorumlu bütün kişiler etkili bir soruşturma neticesinde açığa çıkarılmalıdır.” (TY)