Ordu'da "Maden işletmeciliği ve gerçekler" paneli düzenlendi
Ordu Çevre Derneği tarafından 'Maden işletmeciliği ve gerçekler' adıyla düzenlenen panelde iktidarın maden şirketlerine olanak tanıyan yasa değişiklikleri yaptığını ve yapmaya devam edildiği vurgulandı ve halkın birlik içinde toprağına, suyuna sahip çıkmasının önemi vurgulandı
Ordu Çevre Derneği tarafından “Maden işletmeciliği ve gerçekler” adıyla panel yapıldı. Belediye İş Sendikası Ordu Şubesi’nin toplantı salonunda yapılan pati, sendika, dernek temsilcileri yanında partilerin belediye başkan adaylarının da katıldığı panelin moderatörü ORÇEV Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Özbucak oldu. Panelistler ise, Evrensel gazetesi İzmir temsilcisi, yazar Özer Akdemir, ORÇEV Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül ve Yönetim Kurulu Üyesi Av. Haluk Türkmen oldu.
Şirketler de hükümet de sorumlu
Toplantının açılışını yapan ORÇEV yönetim kurulu üyesi Coşkun Özbucak şunları söyledi:
Geçen hafta yaşanan İliç’teki felaket mücadelemizin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. 9 işçi toprak altında kaldı. Bu işte sorumlu olanlar yargılanmalıdır. En başta da yetkilerini şirket lehine kullanan Bakan’dan başlayarak tüm sorumlular. Ordu’da Fatsa ortada. Şu an mahkeme kararına dayanarak Bakanlık ikinci emre kadar maden işletmesinin kapatılmasına karar vermiş olsa da tepkilerimizi büyütmediğimiz sürece kalıcı bir çözüm olmaz. Yarın ruhsatın, çalışma süresinin uzatılmasına karar verebilir. 2013 yılından bugüne mücadele ettik. Yarın Fatsa’da da felaket yaşayabiliriz. Sular kirlendi. Bu gerçekler bizlerin yeni maden sahalarının açılmasını engellemek için daha güçlü karşı koyuşları örgütlememiz gerektiğini ortaya koymaktadır. Perşembe’deki maden alanı Kabadüzlü “beni ilgilendirmez” dememeli. Kabadüz’deki maden girişimize karşı da Ulubeyli “bana ne” dememeli.” Sarı öküzü verirsek sıra diğerlerine gelir. Nerede yıkım, talan varsa dayanışma içinde olmak zorundayız. Bilinmeli ki, mücadelemiz yalnızca şirketlere karşı olmamalı. Şirketlere olanak tanıyan, onlara yol temizliği anlamında yasa değişiklikleri yapan, teşvik eden iktidarı da göz ardı edemeyiz. Ülkenin yeraltını yerli ve yabancı şirketlere talan ettirenler hükümetlerdir. Bu nedenle oy verdik, vermedik demeden toprağımıza, suyumuza sahip çıkmalıyız, sorumlu olanların hepsin e doğru tepkilerimizi gösterebilmeliyiz.
“Mücadele edilmeksizin engellenemez”
Gazeteci Yazar Özer Akdemir ülke genelindeki maden alanları sahalarının ve halkın direnişlerinden örnekler sunduğu sinevizyon gösterimiyle anlattı. Fatsa maden işletmesinin çalışma süresinin uzatılmasına Bakanlığın verdiği izinin mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine Bakanlığın işletmeyi ikinci bir emre kadar kapatması önemli bir gelişme olduğunu artık İliç’te yaşananlardan ders alınarak mücadeleyi büyütmenin önemini vurguladı. Akdemir, 12 Kalkınma Planı’na değinerek, “Kalkınma Planları iktidarın 4 yıllık planlamasını kapsıyor. Bu plan içinde maden ve enerji alanında şirketlerin işini kolaylaştırmak için yasal düzenlemelerin yapılacağı belirtilmektedir. Bu kapsamda maden ve enerji şirketlerine kolaylık sağlayan yeni “maden enerji yasa taslağı” hazırlayan iktidar, İliç’te yaşanan felaket nedeniyle yasa taslağını askıya almak zorunda kaldı ancak bilinmeli ki, en küçük bir fırsatta yeniden TBMM’de görüşülmesi için gündeme getirilecektir. İktidar maden ve enerji şirketleri için yol temizliği yapıyor” diyerek mücadele edilmeksizin engel olunamayacağını söyledi.
“Asıl mücadele halkın dayanışma içinde olması”
Gazeteci Yazar Akdemir, “İktidar yasa gerekçesinde minareye kılıf uydurmak dışında pek de bir anlamı yok. Yasa taslağı incelediğimizde ulusal ve uluslararası sermayeye yeni kıyaklıklar yaratma çabası çok açık biçimde ortaya çıkıyor. Maden kanun teklifi torbasına bakıldığında üç hat üzerinde yoğunlaştığı görülüyor; Birinci hat; Maden ve enerji yatırımları için önemli görülen maliyet kalemlerinin azaltılması, bürokratik aşamaların sadeleştirilmesi. İkinci hat; enerji yatırımlarıyla ilgili kamusal denetimin aşılması, Üçüncü hat ise; BEA ile imzalanan enerji ve doğal kaynaklar alanında stratejik ortaklığın işleyebilmesi için gereken altyapının hazırlanması.” diyerek yasa taslağının kapitülasyon dönemini çağrıştırdığını belirterek asıl mücadelenin halkın dayanışma içinde olması ve mücadele etmesi olduğunu anlattı.
Ordu’da ihale edilen maden alanları çoğalmaya başladı
ORÇEV Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül de, Ordu’daki maden sahası olarak ilan edilen alanlar ve verilen mücadeleler hakkında bilgi verdi. Sözlerine şu şekilde devam etti:
Ordu’nun yüzde 74’ü maden alanı olarak ilan edildi. Parça parça ruhsatlar veriliyor. Son aylarda çoğalmaya başladı. Mesudiye, Gölköy, Kabadüz, Ulubey, Perşembe, Aybastı, Korgan ilçelerimizde ÇED süreci başlatılan maden projeleri var. Bakır, çinko, kurşun, altın madenleri için ihaleler hızlandı. Bunun dışında bentonit madeni ve taş ocakları da artmaya başladı. ÇED süreçlerini takip edip ilgili bölge halkıyla birlikte fiili ve hukuksal mücadelemizi veriyoruz. Şu an açtığımız davalar var. Ulubey’de bentonit madeni için Ordu İdare Mahkemesi “yürütmeyi durdurma” kararı verdi. Diğer madenler için de şimdiden halkla neler yapabileceklerimizi değerlendiriyoruz. ÇED’ler çıkmadan fiili ve hukuksal mücadelemiz için hazırlık yapıyoruz.
ORÇEV Yönetim Kurulu Üyesi ve derneğin avukatı Haluk Türkmen de, Ordu’da son bir ay içinde ÇED süreci başlayan yerler hakkında bilgi vererek duyarlılık çağrısı yaptı. “Davalar açıyoruz. Yetişmeye çalışıyoruz. Bir ay içinde çinko, kurşun, bakır, altın madenleri dışında deniz dolgusu, taş ocağı, bentonit madeni, RES ilanları çıtı. Duyarlılık önemli. Birlikteliğimizi sağlamak zorundayız. İlimiz dışında Giresun ve Gümüşhane’de yıkım çok fazla. Oralarda da ilişki kurup destek olmalıyız” dedi.
Toplantıda Ulubey ilçesi Yeni Sayaca Mahallesi’nde bentonit madeni için ORÇEV’le birlikte mücadele eden Sayaca Çevre Platformu Sözcüsü Resul Ses, “İyi ki ORÇEV var. Mahallemizde bentonit madeninin ÇED sürecinde başlayan önderlikleri ve destekleri sayesinde birliğimizi büyüttük. Mahallemizde dayanışma sağlandı. Mahkeme süreci de olumlu gidiyor. Köy toplantılarımızda bizleri aydınlatan ve rehberlik eden Ordu Çevre Derneği’ne teşekkür ediyoruz. Diğer yerlerde mücadele edenlerle de dayanışma içinde olacağız” dedi.
Perşembe, Ulubey, Gölköy ve Kabadüz ilçelerinde çinko, gümüş, bakır, altın madeni için başlatılan ÇED süreci nedeniyle tepki gösteren bölgelerden gelenlerin sorularına verilen yanıtlardan sonra toplantı tamamlandı. Toplantıda Ordu Çevre Derneği’nin öncülüğünde birlikte mücadele etmenin önemi vurgulandı.
Sendika.Org