Maden Aramada Kamu Yararı Tartışması

Türkiye'de Maden Kanunu'nda yapılması planlanan değişiklikler, maden arama aşamasında kamulaştırma yapılabilmesini ve prosedürlerin hızlandırılmasını gündeme getiriyor.

1985'ten bu yana 29 kez değişen Maden Kanunu'nun en son getirdiği değişiklikle, maden arama faaliyetleri "kamu yararına faaliyet" olarak tanımlanacak.

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, "kamu yararına faaliyet" tanımının, yeni bir maden kanunu hazırlanması ve maden arama faaliyetlerinin özel olarak değerlendirilmesi anlamına geldiğini belirtiyor. Bu değişiklikle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ile iş birliği yaparak her bir maden grubunun özelliklerini gözeten yeni bir maden kanunu hazırlanacak.

Tolunay, mevcut durumda tarım alanları dışında mera ve orman alanlarında maden arama izni alınabildiğini ifade ediyor. Ancak, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na göre tarım alanlarında maden arama izni alabilmek için "kamu yararı" şartının sağlanması gerektiğini belirtiyor. Bu durumda yapılmak istenen değişiklikle, "kamu yararı" gerekçesiyle tarım alanlarında maden arama faaliyetlerine izin verilmesinin önü açılmış olacak.

Tarım alanlarında maden arama faaliyetlerinin yaygınlaşması durumunda, doğal yaşamın ve tarım alanlarının tahrip edilebileceği uyarısında bulunan Tolunay, maden arama süreçlerinin ekosistemlere ve tarım alanlarına olan etkilerini vurguluyor.

Ayrıca, yeni düzenlemelerle birlikte orman, su, maden, jeotermal, petrol ve doğal gaz gibi tabii kaynaklarda izin süreçlerinin tek elden yönetilmesi hedefleniyor. Bu da bürokratik süreçlerin azaltılmasını ve izin süreçlerinin hızlandırılmasını amaçlıyor.

TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç, maden arama süreçlerinde "kamu yararı" tanımının tüm izin süreçlerini etkileyebileceğini ve mevcut durumda zaten zor aşılan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinin daha da kolay hale getirilebileceğini ifade ediyor. Ayrıca, 2023 yılının ilk 6 ayında başlatılan 828 maden projesinin sadece 2'sine "ÇED olumsuz" kararı verildiğini belirterek, doğanın ve toplumun korunmasının daha üstün bir kamu yararı olduğunu savunuyor.

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, Türkiye'deki madencilik faaliyetlerinin doğayı tahrip eden bir noktaya evrildiğini ifade ederek, doğanın korunmasının daha üstün bir kamu yararı olduğunu vurguluyor.

Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Mesut Erkan ise yer altı kaynaklarının sadece ekonomiye kazandırılmasının kamu yararı olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu belirtiyor. Yer altı kaynaklarının planlı ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması gerektiğini ve "kamu yararı" tanımının doğru yorumlanması gerektiğini söylüyor.

Yapılan düzenlemelerin, maden arama faaliyetlerini hızlandırmayı ve bürokrasiyi azaltmayı amaçladığı, ancak doğa ve toplum için taşıdığı riskleri de beraberinde getirebileceği uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Konu, hem çevre hem de ekonomik açıdan dengeli bir yaklaşımla ele alınmalı, kamunun ve doğanın çıkarları gözetilmelidir.