Kozak'ta Madencilik faaliyetleri nüfus yapısını değiştiriyor
İzmir'in Bergama ilçesinde, 1990'lı yılların ortasında başlayan madencilik faaliyetleri, özellikle altın madenlerine karşı direnişle hafızalardan silinmeyen bir konu haline geldi.
Bergama'da artan madencilik faaliyetleri, bölgenin coğrafyasını ve nüfus yapısını değiştiriyor. Özellikle Kozak Yaylası'nda başlayan madencilik faaliyetleri, çam fıstığıyla ünlü doğa harikası Kozak Yaylası'nın doğal yapısına zarar vererek siyanür havuzları, altın ve granit madenleri ile değiştirilmesine neden oluyor.
Kozak Yaylası Doğal Çevreyi Koruma Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Saim Yıldız, bölgedeki madencilik faaliyetlerinin olağanüstü boyutlara ulaştığını, şirketlerin madeni çıkarmak için kazdığı toprağın farklı bölgelere taşınmasıyla büyük tepelerin oluştuğunu belirtiyor. Bu durum, yöredeki doğal alanların kaybına ve yerel ekosistemin bozulmasına yol açıyor.
Madenlerin yaylalara olan etkisi sadece doğal peyzajla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda köylerdeki nüfus yapısını da değiştiriyor. Köylerdeki gençlerin bir kısmı şehirlere göç ederken, diğerleri madenlerde çalışıyor. Bu durum, madenlere karşı gösterilen tepkinin, köylüler arasında eskisi kadar güçlü olmadığını gösteriyor.
Ancak, doğal şartlar altında üretilen gıdaların değeri artarken, kır turizminin bölgede artırılmasının yaylaya faydaları olabileceği belirtiliyor. Bölgedeki işletmelerin doğal ürünleri kullanarak turist çekme potansiyeli olduğu ifade ediliyor.
Bergama'da bulunan antik kent Perperene'nin ise plansız kazılar nedeniyle zarar gördüğü ve bu konuda yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, turizmin yeni bir talan türü riski taşıdığına dikkat çekerek, bölgenin korunması için Jeopark Koruma Programı'nın uygulanması gerektiğini belirtiyor.