İliç'ten Cerattepe'ye Madencilik Konuşmaları

'İliç'ten Cerattepe'ye Madencilik Konuşmaları' başlıklı etkinlikte konuşan uzmanlar, İliç'te yaşanan felaketin ardından Cerattepe'ki madene dikkat çekti. Yasaların yatırımcıların ihtiyaçlarına göre düzenlendiği belirtildi.

Artvinliler Hizmet Vakfı tarafından İstanbul’da bulunan Artvinliler Hizmet Vakfı Binası’nda “İliç’ten Cerattepe’ye Madencilik Konuşmaları” başlıklı konferans ve panel düzenlendi. Uzmanlar madenlerin ölüm saçtığını ifade etti.

Konferansta, Prof Dr. Ali Demirsoy, Doç Dr. Oğuz Kurdoğlu,  WWF Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü Ömür Kula söz aldı. İkinci oturumda Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan ve Avukat Bedrettin Kalın’ın konuştuğu paneli, Dr. Mustafa Melek yönetti.

Panelde ilk sözü alan Prof. Dr. Ali Demirsoy, ‘Bilim Eksikliği ve Türkiye’nin Sorunları’ başlığında İliç’te yaşananlara dikkat çekti. Dünya’nın en yüksek liç yığını piramidinin 24 katlı olduğunu ancak İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde 36 kata çıkıldığını hatırlatan Prof. Dr. Ali Demirsoy, “Siyanür çok hızlı buharlaşır, sıvı olmadan gaz hale geçer. Su ile bir araya geldiği zaman etkili bir zehre döner. İliç’te halkı kandırmak için 2012’de bin kişilik cami yaptılar, ardından siyanür havuzları inşa ettiler. Siyanürün bir miligram gaz hali sizi öldürür. Siyanür kısa sürede beyni ve kalbi etkiler. Kapasite artırımı öncesinde 6 bin 500 ton siyanür atığı vardı, miligrama dönüştürüldüğünde bütün ülkeyi öldürür bu rakam. Sızıntı siyanür bileşikleri her çeşit ortamı kirletir, aynısı Artvin’de de olacak. Yediğiniz meyve sebzelerde de bu bileşikler var, ilerleyen süreçte metal zehirlenmesi vakaları ile karşılaşılacak” dedi.

CERATTEPE BÜYÜK RİSK TAŞIYOR

Ardından “Yeni Tufan Madencilik İçin Artvin’de Tekrar Düşünme Vakti” başlığında konuşan Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, “Türkiye’de madencilik anlayışı bir tufan içinde, ülkenin yüzde 63’ü madene ruhsatlı” dedi. Artvin’in özel bir ekosisteme sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Kurdoğlu, “Ancak 2008 ile kıyasladığımızda Artvin’de doğal alanlar perişan hale gelmiş durumda. Cerattepe’deki patlatmaların heyelanları etkileyeceği raporlarla sabit. Cerattepe Madeni sarp ve dik bir alanda bu çok büyük risk taşıyor. Artvin'de verilen tahribat, doğayı atık sahası haline getirdi. Türkiye’de bir çevre kaygısı yok, arazi ucuz, can ucuz. 1993 – 2023 arasında yaklaşık 86 bin ÇED başvurusu olmuş, sadece 77 tanesine ÇED olumsuz cevabı verilmiş. Bu ÇED mekanizmasının denetleme mekanizması olmadığını gösteriyor. ÇED gerekli değildir kararları en çok petrol ve maden faaliyetlerinde geçerli. Dünyada madencilik ile yoksulluğu önleyemezsiniz, ama sömürge madenciliği yaparak zenginleşebilirsiniz. Bu ülkenin tüm kaynaklarını kendi ülkelerine götürüyorlar” ifadelerini kullandı.

‘İNSAN GÜCÜ DOĞAYA YETMEZ’

Ardından söz alan WWF Vakfı Genel Müdürü Ömür Kula ise şöyle konuştu: “İnsanlar kendi çıkarı için doğayı tahrip ediyor, bir avuç insan olarak önünde durmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Kula şöyle konuştu: “Doğa hepimizden güçlü, insanın gücünün doğaya yetme şansı yok. Doğaya hizmet etmeyi öğreneceğiz ya da yok olacağız. Madencilikten elde edilecek gelir, ekosisteme verilen tahribata değmez. Hükümetlere etki etmek durumundayız. Son beş yılda insanlığın yarattığı tahribatı toplamın üçte birine tekabül ediyor. Düzenin varacağı yer ilerleyen süreçte kaynaklarına muhtaç hale getirecek, su almak zorunda kalacağız.”

YATIRIMCILARA ‘UYGUN’ YASALAR

Etkinliğin ikinci oturumunda gerçekleştirilen panelde ise ilk olarak sözü Doğu Karadeniz’de önemli çevre davalarına bakan Avukat Bedrettin Kalın aldı. “Madenlerin sahiplerinin yabancı sermayeye dayalı olduğu bir yerde bağımsızlıktan söz edilemez” diyen Kalın şu ifadeleri kullandı: “İliç ve Cerattepe süreçleri hukuksuzluğun izlerini taşıyor. Yasaları işlerine geldikleri gibi değiştiriyorlar. Yasalar yatırımcıların ihtiyaçlarına göre düzenleniyor. Yasasız hukuksuz bir düzende at koşturmayı planlıyorlar. Böyle bir yağma ve talan düzenini seçim sonrası yine aynı şeyi yapacak. Siyasi iktidar seçim dönemi için ağırdan alıyor, Artvin gibi bir ilde 525 ruhsat dağıtılmış, bir kısmı şimdilik bekletiliyor. Artvin olarak bu kadar maden yükünü kaldıramayız. Bu akıl tutulmasını yurttaş kabul etmez.”

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Karahan ise Cerattepe’de açık kazıya geçememelerin sebebi sivil toplumun dik durmasından kaynaklı olduğuna dikkat çekti. Karahan şunları aktardı: “2011’den beri Cerattepe için mücadele ediyoruz. İliç’ten sonra yurttaşın duyarlılığı arttı. Biz de Artvin’deki sürecin nasıl olduğunu duyurmaya devam edeceğiz. Bu yıkım süreci ülke için de önemli.”

BirGün Gazetesi