İliç maden kazası ile ilgili Kocaelili çevrecilerden suç duyurusu

Erzincan İliç'de ki altın madeni sahasında yaşanan toprak kayması sonucunda ile ortaya çıkan sızıntı ile ilgili Kocaeli'de ki çevreciler Kocaeli Adliyesi'nde suç duyurusunda bulundu.

KOCAELİLİ ÇEVRECİLER SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

13 Şubat’ta Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında yaşanan toprak kayması nedeniyle 9 işçi toprak altında kalmıştı. Olayın ardından Fırat Nehri’ne doğru kayan devasa toprak yığınının, siyanür ve sülfürik asit ile yıkanmış malzemelerin sızıntı ile ilgili iddialar hakkında kamuoyunda tepkiler oluştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, akan malzemenin Fırat Nehri’ne ulaşmasını engellemek amacıyla Sabırlı Deresi’nin Fırat Nehri’ne ulaştığı yerdeki menfezlerin kapatıldığını açıklarken Türkiye’nin dört bir yanından ekoloji örgütleri bölgede yaşanan doğa tahribatı ile ilgili sorumlular hakkında suç duyurusu bulunarak Kocaeli Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

HAVA, YER VE SU KÜRE KİRLETİLMİŞTİR

Ekoloji örgütlerinin çağrısı ile harekete geçen Kocaelili vatandaşlardan açıklamayı Melis Tantan yaparak şunları söyledi: “İliç’te ekokırım suçu işlenmiştir. Yaptığımız suç duyurusu ile, İliç’te yaşanan, telafisi mümkün olmayan ağır doğa tahribatının, bir çevre felaketi değil “ekokırım suçu” olduğunu vurgulamak isteriz. Ekokırım, doğanın katledilmesi, gelecek kuşakları da etkileyecek şekilde, ağır ve telafisi mümkün olmayan doğa tahribatı, yani ekolojik yıkımdır. Su döngüsü marifetiyle, Fırat Havzası’nın tamamına yayılmasına uzmanlar tarafından kesin gözüyle bakılan bu “sınır ötesi doğa tahribatı”, yani ekolojik yıkım, hava küre, yer küre ve su küreyi, çok ağır ve geniş ölçekte kirletmiş, gelecek kuşakların sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını ellerinden almıştır.

DOĞAYI KORUMAK İÇİN BURADAYIZ

Ekokırım suçu günümüzde, dünyanın bildiği, tartıştığı hem ulusal hem de uluslararası yasalara dahil ettiği bir suçtur. Yaşam alanlarımızı yok eden kişi, kurum, anlayış ve uygulamalara karşı, doğa ve insan türü, bu günkü değerler ve yetersiz hukuki tedbirler düşünüldüğünde savunmasızdır. Bugün olduğu gibi “kasten işlenmiş suçlar karşısında hiçbir sorumluluk almayan yetkililer” çıkmazından kurtulmak ve tıpkı ekosistemin kendisi gibi bütüncül bir bakış açısıyla, canlı ve/veya cansız, doğayı oluşturan tüm unsurların haklarını korumak için buradayız. Ekokırımın suç olarak ceza hukumuzda yer alması için meclisin harekete geçmesini istiyoruz.”