Hatay'da depremden bu yana 54 maden projesine onay verildi

6 Şubat depremlerinde adeta yerle bir olan Hatay'da adeta yeni bir yağma ve talan dönemi yaşanıyor. Kural, kaidenin tanınmadığı Hatay'da molozlar gelişigüzel döküldü.

Temel ihtiyaçların dahi karşılanmakta zorlanıldığı Hatay’da yeni bir problem ise patlatmaların yapılacağı, kenti, toza, dumana boğacak ve yer altı sularını tehdit eden madenler. Başta taşocakları olmak üzere onlarca maden projesine onay verildi. Birçok proje ise sırada bekliyor.

Birgün’den Gökay Başcan’ın haberine göre gelişigüzel onay verilen taşocaklarına tepki gösteren SOL Parti Defne Belediye Başkanı Serbay Mansuroğlu, çevre ve halk sağlığını tehdit eden projelere karşı mücadele edeceklerini belirtti.

Depremin üzerinden 1 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen hayat normale dönmedi. Su, barınma, yemek gibi temel ihtiyaçları karşılamada hâlâ birçok zorluk yaşanıyor. Bunun yanı sıra koca bir şantiyeye dönen kent hem çevre hem de halk sağlığını tehdit ediyor. 6 Şubat depremlerinden bu yana Hatay’da 89 maden projesine başvuru yapıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 54 projeye onay verdi. Hiçbir projeye ilişkin olumsuz görüş belirtilmezken kalanlar ise onaylanmayı bekliyor.

 
ÇED SÜRESİ İŞLEMİYOR

 

 

3 Ağustos’ta ise Hatay Valiliği ile Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü bünyesinde alınan bir komisyon kararıyla artık kentte madencilik faaliyeti için ÇED raporu şartı aranmama kararı alınmıştı. Karara gerekçe olarak deprem nedeniyle artan madeni malzeme ihtiyacı gösterilmişti.

 

 

TAŞOCAKLARI KUŞATMASI

 

 

Kentte sadece taşocaklarının sayısının 50’ye ulaşacağını belirten SOL Partili Mansuroğlu, “Patlatmalar bölgedeki deprem riskini tetikleyecek, su ihtiyacını yeraltı sularından karşılayan Hatay halkı için susuzluğa neden olacak ve temiz suya erişim sorununu artıracak ve oluşacak tozlar su, hava, toprağın zehirlenmesi anlamına gelecek” dedi.

Zeytin ağaçlarının tehdit altında olduğunu ve korumaya çalıştıklarını ifade eden Mansuroğlu şöyle konuştu: “SOL Parti olarak daha depremin ilk günlerinde topraklarımızı ranta peşkeş çekmeyi amaçlayan Tarihi Çarşı’mızdaki riskli alan/kamulaştırma kararlarına karşı eylemler düzenledik. Açtığımız davalarla mücadelemizi sürdürüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Hancağız’da en az 30 bin zeytin ağacını yok edecek; Hancağız’ın toprağını, kültürünü, doğal dokusunu ranta açacak karara karşı mücadeleden tüm kamulaştırma kararlarına karşı biz vardık. Taşocağı adımlarına karşı da halk için, halkla birlikte ses olmaya mücadele etmeye devam edeceğiz.”