Giresun'da Yurttaşlar Maden'e Karşı Çıktı

Giresun'un 3 ilçesinde geniş bir alanı kapsayan maden ocağının kapasite artışı ile ilgili yapılan ÇED toplantısına katılan yurttaşlar, madenin şimdiye kadar bölgeye verdiği zararları sıralayarak, kapasite artışına tepki gösterdi.

Giresun'un Doğankent, Görele ve Tirebolu ilçelerini içine alan bir bölgede faaliyet gösteren Alagöz Maden'in kapasite artışı ve maden atık depo tesisi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreciyle ilgili düzenlenen bilgilendirme toplantısına katılan yurttaşlar, şirketin planlanan kapasite artışına ve maden atık depo tesisi kurulmasına şiddetle karşı çıktı.

Toplantıda konuşan yurttaşlardan Ramazan Doğru, ÇED raporunda sel ve heyelan riskinin bulunmadığının belirtildiğini ancak bölgede daha önce büyük bir sel ve heyelan felaketi yaşandığını hatırlatarak, "Bu bölge Türkiye’de sayılı heyelan riski bulunan bir bölge olarak gösterilmesi gerekirken şirketin bunu görmezden gelmesi bir sorumsuzluktur. Maden sahasında yapılacak patlamalar bölgedeki köyler için deprem kadar tehlikeli sarsıntılara neden olacak. Bu patlamalar sonucu bölgedeki yeraltı sularının yok olacağını, içme sularının, derelerin kaybolma riski aşikardır. Ancak maden şirketinin talimatlarıyla bunlar bilinçli olarak es geçiliyor" ifadelerini kullandı.

Doğru, ayrıca 2007'den bu yana faaliyet gösteren maden sahasının çevresindeki köylülerin bilgilendirilmediğini belirterek, "Bakanlıklardan valiliklere kadar bu sahalara kararlar verilmiş. Bir imzayla halkın kaderiyle oynuyorlar. Madende kullanılan kimyasal atıkların sulara karışma riski, buradaki insanların hayatlarının olumsuz etkilenme riski var. Bu ÇED toplantısı usule aykırıdır. Bu raporların herkesin elinde bulunması ve algılaması gerekiyor. Bu insanların hayatıyla kimse oynayamaz. Kimse kendini bilmez bir firmaya buraları peşkeş çekeceğini sanmasın" dedi.

Toplantıya katılan yurttaşlardan Temel Bilecen ise bölgede daha önce faaliyete geçen madenin topluma zarar verdiğini söyleyerek, "Dünyada birinci kalitede ifade edilen fındığı yiyemeyeceğiz bir aşamaya geleceğiz. Burada daha halka bilgilendirme yapılmamış ama imza toplanıyor. Bu ne saygısızlıktır? Buraya atacağımız imzalar 20 yıl sonra kendi çocuklarımızın kanserden ölmesine atılacak imzalardır" şeklinde konuştu.

Diğer yurttaşlar ise madende sızıntı olduğuna dair iddiaları hem bakanlık hem de şirket yetkililerine sordu. Bakanlık yetkililerinden bölgede inceleme yaparak buna dair bir bulgu bulup bulmadığına dair cevap alamadıklarını belirten yurttaşlar, bakanlık yetkililerine tepki göstererek, "Sizin göreviniz denetim yapıp insanların zehirlenip zehirlenmediğini belirlemek değil mi?" diye sordu.