Dereleri maden ocağı tarafından kirletilen Çatalağaç köylüleri: İliç gibi mi olalım?

Giresun'un Çatalağaç Köyü'nde yaşayanlar bölgedeki maden ocağının yöredeki temiz su kaynaklarını kirlettiğini söyleyerek, 'Hayvanlarımız derelerden su içince zehirleniyor. İliç gibi mi olalım?' dedi.

Giresun’un Doğankent ilçesi Çatalağaç köylüleri, bölgede faaliyet gösteren AKP’li Iğdır Milletvekili Cantürk Alagöz'e ait olan maden ocağına karşı yaklaşık üç yıldır hukuk mücadelesi veriyor. Köylüler, maden ocağının dolan atık havuzunu iş makineleriyle dışarı boşalttığı ve derelerde kirliliğe neden olduğunu söyleyerek, maden ocağının faaliyetine son vermesini istediklerini söyledi.

Köylüler, şunları söyledi: ''Çocukluğumuzdan beri yaşadığımız bu yerlerde daha önce böyle bir kirlilik görmedik. Hayvanlarımız derelerden su içince zehirleniyor. Arılarımız ölüyor. Biz yetkilere şikayet ediyoruz, gelip sadece ceza yazıyorlar. Ceza yazmaları bizim sorunumuzu çözmüyor. Burada bir sorun yoktur diyen yetkililer gelsin buradan bir bardak su içsin biz davamızdan vazgeçelim. Şimdi başka yerlerden de maden getirip burada arıtma yapıyorlar. Daha büyük atık havuzu yapmak istiyorlarmış. İliç gibi mi olalım? Hiç mi ders almıyorlar. Sesimizi duymuyorlar. Siyasetçiler bizi beş senede sadece bir gün hatırlıyorlar. Bizi insan yerine koymuyorlar."   

Su içmeye ve nefes almaya korktuklarını söyleyen köylüler, “Biz bu şekilde yaşamak istemiyoruz. Mevcut arıtma tesisi bile doluyken, onu farklı yerlere boşalttıklarını öğrendik burada maalesef. Biz buna bile karşıyken Görele gibi farklı yerlerden gelen madenlerin burada arıtıldığını öğreniyoruz. Bizim karşı olduğumuz şey maden değil, standartlara kurallara uygun bir şekilde çalışsınlar. Yetkililer sesimizi duysunlar” dedi.

“SUYUMUZU KİRLETTİLER”

Köylüler, "Gençliğimizi buralarda geçirdik, sularımız berraktı. Bu derelerden aldığımız suyla çay demleyip içiyorduk. Hafriyatı derelere dolduruyorlar. Bizim yaşam alanımızı mahvettiler. Biz kanserle, hastalıklarla savaşıyoruz. Deremiz artık farklı renklerde akıyor. İnsan sağlığına zararlı bir şeyler istemiyoruz. Devletimizden duyarlılık istiyoruz” diye konuştu.

75 senedir köyde yaşayan bir köylü, “Koyunu, keçiyi buralarda güttüm. İki değirmenden birisi yok, suyumuz bu kirletilen dereden geliyor, içme suyumuzu buradan alıyoruz. Suyumuzu kirlettiler. Burada yaşıyoruz biz. Her şeyimizi burada yapıyoruz. Biz bunların zehrini içmek zorunda değiliz” dedi.

“DEREDEN SU İÇEN ARILARIM ÖLÜYOR”

Arıcıkla geçindiklerini söyleyen köylü, "80 yaşındayım, dedem zamanından beri arıcılık yapıyorum, geçim kaynağımız arıcılık. Bahçelerime gittim bakmaya, derenin yanından geçerken ölü kovan buldum. Baktım arılarım hep azalmış, biz arıcılıktan geçiniyoruz. Arılarım öldü, arılarım azaldı. Giden kovan arılarım geri gelmiyor. Dereden su içen arılarım ölüyor. Yetkililer gelip bu dereden bir yudum su içsin. Bizden Giresun milletvekilleri oy istemeye geliyorlar ancak bizim sağlığımızı korumaya gelmiyorlar. Buraya imza verenlere, burada görevli mühendislere sesleniyorum. Hepsine yazıklar olsun. Memleketimizi doğamızı kirlettiler, biz yaşamak istiyoruz ölmek istemiyoruz. Her şey ÇED raporuna, Avrupa standartlarına uygun yapılsın istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“SUYU ANALİZ YAPTIRDIĞIMIZDA AĞIR METAL VE KİMYASALLAR TESPİT EDİYORUZ”

Giresun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişliği İl Müdürlüğü tarafından analiz için Alagöz Madencilik'in Ankara'daki merkezinin hemen yakınındaki bir laboratuvarın görevlendirildiğine dikkati çeken Çatalağaç Köyü Derneği yöneticilerinden Soner Aydın, şu ifadeleri kullandı: 

"Derelerimiz 3,5 yıldan beri kirli akmakta. Hayatımızı idame ettirmiş olduğumuz bu su kaynağımız maalesef ki yaşamımızı tehdit eder hale geldi. Bunun nedeni Alagöz Madencilik şirketinin yürütmüş olduğu madencilik faaliyeti. Dere yatağının üzerinde iki tane değirmenimiz vardı, maalesef artık ikisini de kullanamıyoruz. Çünkü maden şirketi dere yatağını çeşitli atıklarla doldurdu. Dere yatağında alabalıklar vardı artık yaşamıyor. Buradan biz kendimiz faydalanıyorduk artık faydalanamıyoruz. Hayvanlarımız su içemiyor. Buradan çeşitli zamanlarda kendimiz analiz yaptırdığımızda ağır metal ve kimyasallar tespit ediyoruz. Buradaki kirliliğin tespiti için yetkililere başvuru yaptığımızda birçoğunda olduğu gibi 'herhangi bir kirlilik görülmedi' diye cevap geliyor. Elimde örnekleri de mevcut.”

“BAKANLIK KİRLİLİĞİ GÖRMEZDEN GELİYOR”

Israrlı bir şekilde şikayete devam ettiklerini söyleyen Aydın, “Giresun Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından akredite laboratuvar görevlendirildi. Ne hikmetse Karadeniz Bölgesi'nde laboratuvar bulunamamış gibi Ankara'daki Alagöz Maden şirketi merkezinin yaklaşık 8 kilometre yakınında bir firma bulundu. Ankara'da direkt Alagöz madeninin dibinden gelen bir firma olduğu için temkinli yaklaşarak biz de ayrıca numune aldık ve iki farklı üniversitede analizini yaptırdık, sonuçlar farklı çıktı. Ankara’dan gelen arkadaş numune alırken pH gibi bazı değerlerin o anda ölçülmesi gerekiyor. Burada numune alınırken analiz yapan arkadaşın izniyle kendi tutmuş olduğu tutanağın resmini çektim. Numune alınan yerin koordinatları bütün her şeyi var. pH değeri burada ölçüldüğünde 4,07 iken numune Ankara’ya götürüldükten sonra pH değerini 6,17'ye çıkardılar. Burada ölçülen pH Ankara'ya gidene kadar birdenbire içilebilir seviyeye geldi. Biz de yetkililere; madem bu su içilebilir seviyede ise gelin birlikte içelim burada elimizi yüzümüzü yıkayalım biz de davamızdan vazgeçelim dedik arkadaşlar onu yapamadı ama biz buradaki şikayetlerimizi Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ve Çevre Şehircilik Bakanlığı'na ilettiğimizde, onlar bu kirliliği görmezden geliyorlar” diye konuştu.

“ATIK HAVUZU SIZDIRMAYA DEVAM EDİYOR”

Aydın, “Buradaki asıl büyük tehlike ise şu; madenin hali hazırdaki atık tesisleri sızdırıyor iken, kimyasal atıkları doğaya boşaltırken galerilerin önünde dinlendirme havuzları yapmadılar. Normalde galerilerden çıkan ağır metal ve kimyasal bulunan suların, yani kirli suların durulanarak sistematik bir şekilde doğaya verilmesi gerekiyor, bunu yapmıyorlar, direkt deremize veriyorlar, direkt ormanımıza veriyorlar. Bunun tespitini yaptırdık yine idari yaptırım uygulandı. Ama maalesef idari yaptırımlar bu kirliliğin önüne geçecek şekilde uygulanmıyor. Sadece para cezası kesiliyor. Maden yetkilileri para cezasını ödüyor yine aynı şekilde kirletmeye devam ediyorlar. Bizim isteğimiz bu kirliliğin durdurulması” dedi.