Bor Üretiminde Türkiye'nin Katma Değer Atağı
Türkiye, geçtiğimiz yıl alüminyum/boksit, fosfat, trona, perlit, rutil ve tuz gibi 14 farklı madende üretim rekorları kırarak önemli bir üretici konumuna geldi.
Bor, feldspat ve pomza üretiminde birinci, trona/soda külü, perlit ve krom üretiminde ise ikinci sıradaki başarıları, ülkenin ihracatına da olumlu yansıdı.
2021'de 1 milyar 30 milyon dolarlık bor madeni ihracatı gerçekleştirilirken, bu ham madde üzerinde yapılan yatırımlarla işlenmiş ve katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi hedefleniyor. Üç yıl önce temeli atılan bor karbür tesisi, bu yıl faaliyete geçecek. Ayrıca geçtiğimiz hafta Balıkesir'in Bandırma ilçesinde temeli atılan 'ferrobor tesisi' de bu kaynağın daha da değerlendirilmesini sağlayacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, ferrobor tesisinin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dünya bor üretiminde ve ihracatında lider konumda olduğunu vurgulayarak, geçtiğimiz yıl elde edilen 1 milyar 30 milyon dolarlık ihracat rekorunu hatırlattı. Bu yıl için hedeflenen 1.1 milyar dolarlık ihracat rakamının, yeni sözleşmeler ve pazarlarla birlikte 1.25 milyar dolara revize edildiğini belirtti.
Bakan Dönmez, "En büyük gayretimiz, madenleri katma değerli ürünlere dönüştürdükten sonra ihraç etmek. Böylece hammaddede elde ettiğiniz 1 birimlik değer, ara mamulde 8 birime, uç üründe 24 birime kadar değer kazanıyor" dedi.
Eti Maden İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serkan Keleşer ise ferrobor tesisinin yıllık 800 tonluk üretim kapasitesiyle bor cevherini işleyip, daha mukavemetli çelik üretimine katkı sağlayacağını ifade etti. Ayrıca, ferroborun tıp elektroniği ve elektronik ev eşyalarında da kullanılacağını söyledi.
Üretilen bor karbürünün savunma sanayinde kullanılacağı belirtilirken, bor madeninin işlenmesi sırasında ortaya çıkan atıklarda bulunan lityumun, Eskişehir Kırka'da yapılan pilot tesislerde değerlendirilmeye başlandığı ve elektrikli otomobil bataryaları için bir kaynak olacağı belirtildi.
Bu hamlelerle Türkiye, bor madeni alanında sadece dünya liderliğini korumakla kalmayıp aynı zamanda katma değeri yüksek ürünlerle dünya pazarında rekabet avantajı elde etmeyi amaçlıyor.