Bilirkişi raporu: Cengiz'in Kazdağı'ndaki altın madeninde kamu yararı yok!
Cengiz Holding'in Kazdağı'ndaki altın madenine açılan davada bilirkişi raporu belli oldu. Raporda, madenin zararlarına dikkat çekildi, kamu yararı bulunmadığı belirtildi.
Kazdağı’nda Cengiz Holding tarafından işletilmek istenen altın-bakır madenine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu kararının iptali için açılan davada bilirkişi raporu belli oldu. Bilirkişiler maden işletmesinin kamu yararına olmadığını belirten raporlarını mahkemeye sundular.
BİLİRKİŞİ RAPORU MAHKEMEYE SUNULDU
Çanakkale’nin Bayramiç ilçesi, Hacıbekirler köyü yakınlarındaki Truva Bakır Maden İşletmeleri AŞ tarafından yapılması planlanan Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisine ilk açılan davada ÇED Raporu iptal edilince şirkete Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2009/7 Genelgesi uyarınca ikinci bir ÇED olumlu raporu düzenlenmişti. Bu son ÇED Raporuna Çan Çevre Derneği, Kazdağı Doğal Ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Ege Ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği ve 91 yurttaş tarafından açılan davada mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinin raporu davanın görüldüğü Çanakkale 1. İdare Mahkemesine ulaştı.
BAZI BİLİRKİŞİLER ÇED’İ ‘UYGUN’ BULDU
Orman, jeoloji, maden, harita ve çevre mühendisliklerinin yanı sıra arkeolog uzmanın da yer aldığı bilirkişi heyetinin hazırladığı raporda bazı uzmanlar ÇED’in uygun olduğu yönünde görüş belirtti. Ancak özellikle hidrojeoloji, jeoloji ve orman uzmanı bilirkişiler, raporda maden faaliyetlerinin yüzey ve yeraltı sularını olumsuz etkileme potansiyeli bulunması nedeniyle kamu yararına olmadığı, orman alanları artıyor diyerek maden tahsislerine gerekçe oluşturulmaya çalışılmasının doğru olmadığı ve entegre su taşıma projesinin bazı parçalarının ÇED raporunda yer almadığı gibi gerekçelerle olumsuz görüş bildirdiler.
105 sayfalık raporda bilirkişiler uzmanlık alanları ile ilgili özetle şu görüşleri dile getirdiler:
ÇED’E OLUMLU GÖRÜŞ BİLDİREN BİLİRKİŞİ GÖRÜŞLERİ
Harita Mühendisliği Disiplini açısından;
Yapılacak faaliyet alanlarının harita mühendisliği disiplini açısından konumsal olarak doğru olduğu,
Arkeoloji Bilimi açısından;
Arkeolojik açıdan ÇED alanında herhangi bir kalıntıya rastlanılmaması (keşif günü yer üstü incelemesi ve kazım alanlarının gözlemleri ) ve yüzeyde herhangi bir keramik buluntuya rastlanılmaması,
Alana en yakın sit alanının koruma altına alınarak etrafının çevrilmesi ile Arkeolojik açıdan herhangi bir değerin etkilenmeyeceği,
Çevre Mühendisliği Disiplini açısından;
Projenin gerçekleştirme alanı ve kapasitesinde değişiklik olmaması, dolayısıyla yeni ruhsat numarasıyla ÇED sürecinin tekrar başlatılmasının mer’i mevzuat açısından uygun olduğunu,
Aynı bölgede gerçekleştirilecek açık ocak madenciliği için su gereksinimini karşılayacak göletlerin inşası ve diğer işlemlerin bütünsel olarak entegre bir proje olarak değerlendirilebileceği,
Projeye ilişkin toz ve gürültü emisyonun mer’i mevzuat içinde kabul edilebilir düzeyde olduğu, ancak su kullanımı ve atıksu oluşumuyla ilgili risklerin bulunduğu ve dolayısıyla işletme döneminde de izleme çalışmalarının gerekli olduğu,
Maden Mühendisliği Disiplini açısından;
ÇED Dosyasının Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, farklı ruhsatların birleştirilmesi durumunda dikkat edilecek hususları sağladığı,
ÇED kararının yeni birleştirilen ruhsat için de geçerli olacağı,
Patlatma kaynaklı çevresel etkilerden proje alanına en yakın olan I. Derece Arkeolojik Sit Alanı ve keşif esnasında görülen kaya oyma mezar benzeri yapılara herhangi bir olumsuz etkisi olmayacağı,
Açık ocak alanı için planlanan rehabilitasyon planının madencilik disiplini açısından uygun olduğu,
“ÇED RAPORUNDA ÖNEMLİ EKSİKLİKLER VAR”
Jeoloji ve Hidrojeoloji Disiplini açısından;
Dava konusu etkinlik ile ilgili hazırlanmış olan ÇED Raporundaki jeolojik ve hidrojeolojik değerlendirmelerin saha gerçekleriyle uyumlu ve yeterli düzeyde bilimsel ve teknik ayrıntı içerdiği,
Dava konusu etkinlik ile ilgili hazırlanmış olan ÇED Raporundaki jeolojik ve hidrojeolojik değerlendirmelerin bazı önemli eksikler içerdiği için projenin çevresel etkilerinin en aza indirilmesi yönünden yeterli görülmediği, etkinlik kapsamında açık ocak madenciliğiyle sahadan sıyrılma, kazılma, delme, patlatma yoluyla önemli miktarda malzeme alınarak yükleme ve taşıma etkinliklerinin yapılacağı; dağ, yamaç vb., yok edilerek çukurlar açılacağı, oluşturulan atık döküm sahası, stok ve malzeme depolama sahalarıyla yüzey topoğrafyasının değiştirileceği, tüm bu etkinliklerin yüzey ve yeraltı sularını olumsuz etkileme potansiyeli bulunması nedenleri ile söz konusu projede kamu yararı bulunmadığı,
“MADEN TAHSİSLERİNE GEREKÇE OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILIYOR”
Orman Mühendisliği Disiplini açısından;
ÇED raporunda Türkiye’de orman sahasının 23,1 milyon hektara yükseldiği ve ağaç servetinin arttığı ifade edilmektedir (s 3301). Halbuki son yıllarda tahsislerle orman niteliğini kaybeden alanlar bu rakamdan düşülmemiştir. Diğer yandan orman varlığı artsa bile arazi kullanma disiplinine göre Türkiye’de orman örtüsü altında olması gereken orana ulaşılamamıştır. Dolayısıyla orman alanları artıyor diyerek maden tahsislerine gerekçe oluşturulmaya çalışılmasının doğru olmadığı,
Ormanlar hem sağlığımızın hem de tarımın garantisidir. Küresel ısınma etkilerini göstermeye başlamıştır. Türkiye’nin de üye olduğu ülkeler arası iklim platformu IPCC küresel ısınmanın etkilerini azaltmaya yönelik olarak orman varlığının korunmasını ve artırılmasını önermekte olduğu,
“ENTEGRE PROJENİN PARÇALARI ÇED RAPORUNDA YOK”
Entegre projenin maden ocağı, ATD gibi kısımları yanında projeye su sağlayacak olan Hacıbekirler 1 ve 2 göletleri ile bu göletlere Kocaçay’dan su taşıyacak boru hattı gibi olmazsa olmaz parçaları ÇED raporunda yer almamıştır. Projenin gerekli bu parçalarının ÇED raporuna dahil edilmemesi ÇED yönetmeliği 25/1’e uygun olmadığı kanaatine varıldı.
Madenin ÇED alanı, Çanakkale iline yaklaşık 40 km, Bayramiç ilçesine yaklaşık 22 km, Çan ilçesine yaklaşık 23 km ve Hacıbekirler köyüne 0,73 km, Muratlar köyüne 1,74 km, Osmaniye köyüne 2,33 km, Yanıklar köyüne 3,19 km, Söğütgediği köyüne 3,51 km ve Halilağa köyüne 4,42 km mesafede bulunuyor.